AMA HANGİ İNCİL?

İncil, daha ilk asırlarda ortadan kayboldu. Sonradan ortaya İncil adıyla onlarca kitap çıktı. Acaba bunlardan hangisi gerçek İncil idi? Kilise bu meseleyi çözdü elbette…
29 Şubat 2012 Çarşamba
29.02.2012

İncil, daha ilk asırlarda ortadan kayboldu. Sonradan ortaya İncil adıyla onlarca kitap çıktı. Acaba bunlardan hangisi gerçek İncil idi? Kilise bu meseleyi çözdü elbette…

Geçenlerde emniyet deposunda bir kaçakçılık vakasında ele geçen ve on senedir saklanan 1500 yıllık İncil çıktı. Deri üzerine Aramice yazılmış. Barnabas İncili olduğu söylendi. 1983′te Hakkari civarında bir mağarada, ceylan derisine yazılmış Aramice bir İncil bulunmuş; bunun da Barnabas İncili olduğu söylenmişti. Şimdi askeriye elinde olduğu rivayet ediliyor. Demek nerede bir İncil bulunsa hemen akla Barnabas İncili geliyor. Acaba ikisi aynı mı? Vatikan tetkik talebinde bulunmuş. Bakalım ne çıkacak?

Makbulü var, sahtesi var!

Orijinal İncil bugün elde değildir. Hazret-i İsa’ya, hem Yahudiler, hem de Romalılar karşı çıkmıştı. Üstelik inananı pek azdı. Bunlar entelektüel bir topluluk değildi. Devlet desteğinden de mahrumdu. Bu sebeple İncil’i koruyamadılar. Gerçek İncil, ilk bir-iki asır içinde kayboldu. Belki ezberlerde kaldı, hiç yazılmadı. Bu bakımdan ilk Hıristiyanların elinde mukaddes kitapları yoktu. Dinin tebliği sözlü geleneğe dayanan vaazlarla cereyan ediyordu. Vaizlerin işlerini kolaylaştırmak üzere küçük müracaat kitapları yazılması gerekti. Böylece Hazret-i İsa’nın hayatı ve sözlerini anlatan mecmualar kaleme alındı. İncil denilen kitaplar böyle meydana geldi. İslâm dünyasında Hazret-i Muhammed’in hayatını anlatan siyer kitaplarına benzer. Hazret-i İsa’ya atfedilen güzel nasihat ve menkıbeler yer alır. Ancak Hıristiyan ilahiyatının esasını bunlar değil, Paulus’un mektupları teşkil eder.

325 İznik Konsili’nde, İncil diye bilinen ve hepsi üçüncü şahısların ağzından bu çeşit 54 kitap arasından ifadesi basit olduğu için Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adındaki dördü seçilerek diğerleri imha edildi. Kanonik (makbul) İnciller diye de bilinen bu dördü dışında kalan İnciller, apokrif (sahte) sayılır ve kilisece yasaklanmıştır. Bunların hiçbiri havarilerden kalma değildir. Asırlar sonrasına aittir. İşte bu sebeple bugün Hıristiyanlar, aslında İncil adında müstakil bir kitap bulunmadığını, İncil’den kastın bizzat Allah’ın kelâmı sayılan Hazret-i İsa olduğunu söyler. Paulus’un dediği gibi, İncil müelliflerinin bunları yazarken Ruhülkuds’ten ilham aldığına inanır.

Hıristiyanların Kitab-ı Mukaddes (Holy Bible) dedikleri kitap, hem Eski Ahid adıyla Tevrat ile buna bağlı kitaplar, hem de Yeni Ahid adıyla dört İncil’den başka, havariler ve Paulus’un macera ve mektuplarından teşekkül eder. Asırlar boyu İncil üzerinde çok düzeltmeler, ekleme ve çıkarmalar yapılmış; nihaî metne XVII. asırda ulaşılmıştır. Hazret-i İsa’nın dili Aramice, İbranice’den çıkmadır ve Süryanice’nin atasıdır. Bugün sadece Şam yakınlarındaki Malula kasabası Hıristiyanları ile Kürdistan Yahudileri konuşur. İncil, Yunanca’ya, Latince’yle, sonra da mahallî lisanlara çevrilmiş; bu tercümeler sırasında orijinalinden çok şey kaybetmiştir. Hıristiyanlar, Tevrat okur; ama hükmünün neshedildiğine inanır. Katolik, Ortodoks ve Protestanların İncilleri de birbirinden az-çok farklıdır.

       

                       En eski İncillerden Manchester (sağda) ve Dublin (solda) nüshası

En eski İncil nüshası

Bilinen en eski İncil nüshası, MS 130-140 yılından kalma, papirüse Yunanca yazılmış ve 1920’de Mısır pazarında bulunmuştur. Yuhanna’dan bir parçadır. Manchester John Rylands Üniversitesi Kütüphanesi’nde 1920’den beri muhafaza edilmektedir. Dublin’de, Oxford’da, Cenevre ve Barselona’da ekserisi Mısır’da mağaralarda bulunmuş veya pazarlardan satın alınmış 200’lerden kalma İncil parçaları vardır. Bugünki İncil’in esası Vatikan ile Londra’da saklanan ve Vatikanus ile Sinaitikus diye bilinen IV. asırdan kalma iki Yunanca nüshaya dayanır. Vatikanus, XVI. asırda Erasmus tarafından keşfedilmiştir. Sinaitikus, 1844’te Sina Dağı’nda St. Catherine manastırında Rus bilgini Tischendorf tarafından bulunmuş; İngiliz hükûmetince 500 bin dolara satın alınmıştır.

                                             Codex Vatikanus'tan bir sayfa

1947 yılında Ürdün’de iki bedevi çoban, keçisini ararken girdiği mağarada bir tomar parşömene rastladı. Ölü Deniz kıyısındaki Kumran mağarasında ele geçen İbrani dilindeki parşömenlerin Tevrat metinleri olduğu ortaya çıktı. Kudüs Süryani Patriği’nin eline geçen ve Hıristiyan din adamlarınca muhtevası titizlikle saklanan bu vesikaları, Yahudiler uzun mücadelelerden sonra satın aldılar ve yakın bir zaman önce Kudüs Müzesi’ne koydular.

Barnabas İncili’nin macerası

Havari Barnabas’ın yazdığı İncil, MS IV. asra kadar Şark kiliselerinde, meselâ İskenderiye’de okunurdu. Aziz Barnabas, Hıristiyan ilahiyatının kurucusu sayılan Paulus’a muhalif olduğu için, Kilise tarafından yasaklanmış ve kaybolmuştur. Rivayete göre, müellifin el yazısı bir nüsha 478’de Aziz Barnabas’ın Kıbrıs’taki mezarında bulunmuş. Kıbrıs piskoposu bunu göndermek karşılığında İstanbul’dan otonomi elde etmiş. İtalyanca bir nüshası Papa Sixtus’un eline geçmiş. 1589’da bir gün kendisiyle yemek yiyen Peder Marino, papanın uyumasından faydalanarak kitabı bulmuş; cüppesi altına saklayarak kaçırmış. Bu nüsha, kitap meraklısı meşhur Avusturyalı Prens Eugene’in eline geçmiş. Şimdi Viyana Kütüphanesi’ndedir (Hofbibliyothek). Bunun İngilizce tercümesi (1907), Washington Kongre Kütüphanesi’nden bir Pakistanlı tarafından çoğaltılarak yayılmıştır. Bunun orijinaline uygunluğunu bilmek mümkün değildir. Barnabas İncili de, ilahî kelâmı bildirmekten çok, Hazret-i İsa’nın hayat ve sözlerine yer vermek bakımından diğerlerinden pek farklı değildir. İçinde defalarca Hazret-i Muhammed’in ismi geçmesi sebebiyle, Hıristiyanlarca dinlerini takviye için İspanya Müslümanları tarafından yazılmış bir metin olarak görülür. Ancak Hıristiyanlık çalışmalarıyla tanınan Müslüman müellifler, asırlarca Barnabas İncili’nden haberdar bile değildi.

   

                          Aziz Barnabas'ı tasvir eden bir resim ve Kıbrıs Salamis'teki kabri

Bambaşka bir Hıristiyanlık

Havari Thomas İncili, 1945’te Mısır’ın Nag Hammadi beldesinde iki kardeş köylü tarafından mühürlü bir küp içinde 12 kitap hâlinde bulundu. Kahire Müzesi bunları satın aldı. Kitaplar MS 200’lerden kalmadır. Diğer İnciller’den farklı olarak hikâye üslubuyla yazılmamıştır. Hazret-i İsa’nın 114 sözü anlatılır. Bir kısmı Yunanca, bir kısmı bunun Kopt (Kiptice) tercümesidir. Kopt, Mısır’ın mahallî lisanıdır. Yunan alfabesiyle yazılır ve şimdi Mısır Hıristiyanlarınca kullanılır.

1978’de Mısır Minye’de bir mağarada bulunan Yahuda İncili, 200’lerden kalma aslı 62 sayfalık Kopt dilindeki papirüslerden müteşekkildir. Zürihli bir antikacı tarafından satın alındı. İsviçre’de Maecenas Vakfı elindedir. Vakfın parayla anlaştığı National Geographic Society tarafından dünyaya tanıtıldı. Apokrif İncillerin en enteresanıdır. Burada Havari Yahuda’nın Hazret-i İsa’ya hıyanet değil, kendisini feda ettiği anlatılır. Thomas ve Yahuda İncilleri, bambaşka bir Hıristiyanlık inancını tasvir etmektedir. Bu sebeple Kilisenin en çok karşı çıktığı metinlerdir.

                                            Kumran Tomarları