NEVRUZ, 5000 YILLIK TÜRK BAYRAMI MI?

Anlaşılamayan bir şey var: Nevruz, 5000 yıllık bir Türk bayramı imiş. Altay dağlarının en soğuk zamanlarında, bu nasıl bahar bayramı?
2 Nisan 2008 Çarşamba
2.04.2008

 Nevruz’un Farsça yeni gün demek olduğu ve eski İran takviminin başı olan 21 Mart gününe tekabül ettiği malum. İran mitolojisine göre Nevruz, Perslerin ilk hükümdarı efsanevî Cem’in tahta çıkış tarihi imiş. Bunu yılbaşı yapıp dinî ve millî bayram ilan etmiş. Her sene bu günde mücevherli kaftanıyla debdebeli tahtına oturur, güneşin ilk ışıklarının üzerine vuruşunu haşmetli bir merasim hâlinde herkese seyrettirirmiş.

Zerdüşt dininin mukaddes kitabı Avesta’da yazdığına göre 700 sene yaşamış, 300 sene İran’da kimse hasta olmamış. İran’a altın devrini yaşatmış; adaletle hükmetmiş; sonraları yoldan çıkıp kendisini tanrı ilan ettirmiş. Tarihî vesikalara bakılırsa, Cem’in tahta çıkışı miladdan önce 700 yılıdır. 25 yıl tahtta kalmıştır. Görülüyor ki, Nevruz’un temeli İran mitolojisine dayanıyor ama, 5000 yıllık değil.

Zerdüşt bayramı

Nevruz, Zerdüşt dininin iki bayramından birisi. Diğeri 21 Eylül’deki Mehrican. Her ikisi de güneşin hareketleriyle irtibatlı mühim iki güne denk geliyor. Bu da İranlıların hem güneşin hareketlerine ehemmiyet veren Mitra dininin; hem de ateşe kıymet veren Zerdüşt dininin tesirini açıkça gösteriyor.

21 Mart’ın bahar başlangıcı olarak kabul edildiği Nevruz’da ateş yakılarak üzerinden atlama geleneği vardır ki bu; bütün kötülük ve uğursuzlukların ateşle yakılıp yok olması inancına dayanır. Bu da Nevruz’un Zerdüşt geleneği olduğunun açık bir göstergesidir. Bu sebeple herkes niyet eder ve yakılan ateşin üzerinden atlar.

Üstelik Nevruz, İran takviminin sene başıdır. Bugün İran, Hindistan ve Afganistan’da kullanılan Celâlî takviminin yılbaşı da Nevruz’dur. Alın size bir tesir daha! İran Şiîleştikten sonra, Nevruz’a İslâmî bir kisve giydirilmiş; Hazret-i Ali’nin doğduğu gün kabul edilmiştir. Kürtler, Farslara uzaktan akraba olduğu için, Nevruz’a itibar etmeleri bir dereceye kadar anlaşılabilir.

Nevruziye

Fıkıh kitaplarında, mesela Osmanlılar zamanında yaşamış fıkıh âlimlerinden İbn Abidin’in meşhur Reddü’l-Muhtar kitabında der ki: “Nevruz, Farsça bir kelime olup, yeni gün manasına gelir. Murad, güneşin kuzu burcuna girdiği gündür ki, güneş yılının başıdır. Mehrecan da güneşin terazi burcuna girdiği gündür; Eylül ortalarına tesadüf eder. Nevruz ve Mehrecan Acemler'in bayram ettikleri günlerdir.” Demek ki, normalde baharın gelişini müjdeleyen bir astronomik gün iken, Mecusiler bunu bayrama dönüştürmüştür.

Yine İbn Abidin der ki: “Nevruz ve Mehrecan günlerinin adı ile hediye vermek caiz değildir, haramdır. Eğer bunu, müşriklerin saygı gösterdiği gibi tazim göstererek yaparsa kafir olur. Şayet bu günlerde, tazim kast etmeden halkın adetine uyarak bir müslümana hediye verse kafir olmaz. Ancak, şüpheyi def etmek için bunu anılan günlerden önce veya sonra yapmalıdır.”  Bu cihetle Nevruz'un Roel veya Hamursuz’dan dini hüküm olarak farkı yoktur.

Eğer Osmanlılarda nevruziye adıyla kasidelerin yazıldığı, bu vesileyle hediye verildiği hakkında anlatılanlar doğru ise, şunu nazara almalıdır ki, Osmanlılarda bu günü mukaddes bilmek veya tazim etmek yoktur. Âdete uyarak işi eğlenceye dönüştürmek vardır. Osmanlılar her işte ölçüyü bilir ve gözetirdi.

21 Martta bahar?

Müslümanlıktan önce, Buhara ve havalisinde yaşayan bazı Türkler, Zerdüşt dinine girmişti. Bu da Asya’da kalan Türklerin bazılarının Nevruz’u kutlamalarını izah eder; ama Nevruz’un Türk bayramı olduğu manasına gelmez. Bu, Türkler üzerindeki İran ve Zerdüşt tesirini gösterir. Anadolu’da Nevruz hiçbir zaman yaygın olmamıştır.

Hele bir de Nevruz ile Türklerin Ergenekon’dan çıkışı arasında irtibat kuruluyor ki hiç de inanası gelmiyor insanın. Nevruz Türklerin anavatanında bahar bayramı imiş. Senenin büyük bir kısmında dondurucu soğuğun hüküm sürdüğü Altay dağlarında, 21 Mart’ın bahar başlangıcı olması mümkün mü? Üstelik Nevruz, meşhur “kocakarı soğukları”nın da başlangıcıdır. 

Nevruz’u kutlamak, bayram kabul etmek herkesin kendi bileceği iştir. Ama bu İran mitolojisinin esaslı bayramını, ideolojik ve siyasi sebeplerle. Türk tarihiyle irtibatlandırmak hiç de makbul olmasa gerektir.