Sual: Altın ve gümüş dışındaki paralarla muamele yapınca, bu paralar kesada uğrayınca (geçmez olunca) veya kıymeti düşerse ne olacaktır?
Cevab: İbn Abidin’de der ki: “Bir kimse 10 (metal veya kâğıt) lira borç alsa, para daha sonra tedavülden kalksa, Ebu Hanife’nin kavline göre bizatihi onların mislini ödemesi gerekir. İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’e göre, gümüşten kıymetinin ödenmesi daha uygundur. Çünkü revaçtan kalkmasıyla, bu paraların para olma (semeniyet) vasfı ortadan kalkmıştır. Bizatihi kendilerinin iadesi halinde kabzedildiği sıfatla iadeleri aynen mümkün olmamakta, dolayısıyla kıymetini ödemesi vacip olmaktadır. Hidaye’den anlaşılan, sahibeynin, yani iki imamın kavlinin tercih edildiğidir.
Bir kimse mislî, ayni çarşıda benzeri bulunan buğday gibi bir mal gasp etse, sonra bu malın çarşıda da benzeri bulunmaz hale gelse, İmam Ebu Yusuf’a göre gasbettiği günki değeri ödemesi vaciptir. İmam Muhammed’e göre ise, mahkemenin hüküm verdiği günki değerin ödenmesi vaciptir.
Borç veren kişi için Sahibeyn’in kavilleri, İmam Ebu Hanife’nin görüşünden daha faydalıdır. Mislinin iade edilmesi halinde borç veren kişinin zararı bahis mevzuudur. İmam Ebu Yusuf’un kavli, borç veren kişi için daha münasiptir. Zira borç aldığı zamanki değeri, benzerinin kesildiği günkü değerinden fazladır. Bu ise, daha kolay ve pratik olmaktadır. Çünkü paranın kesada uğradığı tarihi tayin etmek zordur, hatta bazı yerlerde mümkün bile olmaz.
Bey’in, yani alışverişin hükmü de kesad mevzuunda aynı borç alma gibidir. Yalnız İmam Ebu Hanife’ye göre satın alınan bir şeyin, daha ödeme yapılmadan ödenecek olan parası. Tedavülden kaldırılırsa, o satış akdi batıl olur. İmam Ebu Yusuf’a göre batıl olmaz. Kesad hususunda satış akdinin vaki olduğu günki değeri ödemesi gerekir. Ruhus ve ğala denilen para değerinin düşmesi (enflasyon) veya artması hususunda da vaziyet yine aynıdır. Borçta, borç alındığı gün, satın almada satın alındığı günki değer ödenir.”
4 Temmuz 2025 Cuma