Bir kimse bir meselede zaruret sebebiyle başka bir mezhebi taklit ediyorken, o mezhepte de çıkış yolu bulamasa ne yapar?
Başka mezhebi taklid ederken, o işin o mezhepte sahih olmasına mani olan, fakat kendi mezhebinde veya diğer bir üçüncü mezhepte mani olmayan ikinci bir meşakkat hâsıl olursa, bu işi her üç mezhebe göre yapmağa devam eder. İzzeddîn bin Abdisselâm, Sübkî, İbnü’l-Hümâm ve Kâsım bin Kutluboğa gibi âlimlerin caiz dedikleri telfik, böyle iki özür ile yapılan taklittir. Üçüncü mezhebi taklide imkân yoksa, kendi mezhebindeki özrü zaruret hâline girerek ibadeti sahih olur. İkinci özür devamlı değil ise, bu özür bulunmadığı zamanlardaki ibadeti, bu mezhebe göre sahih olur. Görülüyor ki ikinci mezhebe göre de özrü hâsıl olanın, üçüncü mezhebi taklid etmesi telfik değildir. gusl, abdest veya namazda Şâfiî’yi taklid eden Hanefî, (mesela tavaf ederken) kadına el değince abdesti bozulmasın diye Mâlikîyi de taklid eder. Mâlikî’de de çıkış yolu olmasaydı, bu hususta Hanefî’ye uyardı. Hanefî’de kadına değmek abdesti hiç bozmaz.


14 Temmuz 2022 Perşembe
Alakalı Başlıklar