Emir Timur’un Hazret-i Muaviye için zâlim dediği, sahabe saymadığı, Teftazânî'nin de böyle olduğu; hatta Yezid ve Velid'e laneti caiz gördüğü doğru mudur?
Sahabeyi sevmek, Ehl-i sünnetin kaidesidir. Emevî halifelerinin hiçbirinin İslâmiyete zararı olmamıştır. Mü’mine lanet edilmez. Ne büyük bir âlim olan Teftazânî’den, ne de dine hürmeti meşhur olan Timur’dan beklenecek bir harekettir. Teftâzânî Şerhu’l-Makâsıd’da hülâsaten der ki: “Sahabe´ye ta’zim göstermek ve onlara ta’n etmekten kaçınmak lâzımdır. Zâhiriyle onlara ta’n etmeyi icab ettiren hususları da güzelce te’vil etmek icabeder… Hazret-i Ali´ye muhalif olanlar, hak imama bir şüpheye –Hz. Osman´ın katillerine kısas yapılmamasın– istinaden başkaldırdıkları için bâğîdirler; fâsık, kâfir veya zâlim değildirler. Çünkü bir te’vilden hareket etmişlerdir. Eğer onların bu te’villeri bâtıl ise, olsa olsa, ictihadda hata ettikleri söylenebilir. Bu ise –tekfir şöyle dursun– onların fâsık olduklarını söylemeyi dahi icab ettirmez. Bu sebeple Hazret-i Ali, Şam ordusuna la’net okuyan arkadaşlarını men etmiş ve ‘Kardeşlerimiz bize karşı ayaklandı (bu onların lanetlenmesini gerektirmez)’ buyurmuştur.” Şerhu’l-Akâid’de de der ki: “Sahabe arasında cereyan eden anlaşmazlıklar ve harblerin hamledileceği mânâ ve te’viller vardır... Hâsılı müctehid seleften ve ulemâ-ı sâlihînden Muâviye ve yardımcılarına la’net ettikleri nakledilmemiştir. Çünkü onların yaptıkları son tahlilde hak imama itaatten çıkıp isyan etmekten ibarettir. Bu ise laneti gerektirmez”. Görülüyor ki zamanımızda Muâviye düşmanlarının Teftâzânî’yi delil göstermelerinin aslı yoktur. Timur ise âlim değildir. Memluk âlimlerinden İbn Şıhne’nin nakline göre, Timur Haleb’deyken “Ali, Muaviye ve Yezid hakkında ne dersiniz?” diye âlimlere soruyor. “Hepsi müctehiddir” cevabını alınca gazablanıp “Ali hakikaten öyledir. Muaviye ise zalim, Yezid ise fasıktır. Siz Halebliler Şamlıların yolundan gidiyorsunuz. Şamlılar ise Yezid taraftarlarıdır ve Hüseyn’i katl etmişlerdir”  diyor. Alimler itiraz edince “Ali haklıdır, Muaviye zalimdir deyin” deyince âlimler münakaşanın mahzurlu bir yere doğru gittiğini fark edip meseleyi kapatıyorlar. 


27 Mart 2017 Pazartesi