Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • Aktüel
    • Akademik
    • English
    • Arabic
    • Diğer Diller
  • Programlar
    • Televizyon
    • Radyo
    • Youtube
  • Yazışmalar
    • Tüm Sualler
    • Sual Başlıkları
    • Sual Gönder
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder

Sual Başlıkları

“ Talâk”

için arama neticeleri gösteriliyor
  • Sual: Bir kimse karısına seni boşadım dese ve boşanmayı kasdetmese, talâk vaki olur mu?
    Cevab: İbni Âbidîn hazretleri diyor ki: Sarih (açık) söz kazâen niyete muhtaç değildir, fakat diyâneten niyete muhtaçtır. Yani adam zevcesine “Boşsun” gibi boşanma için kullanılan açık bir sözü söylese, ama “Meşguliyetin yok” mânâsını kasdetse, kadın da bunu mahkemeye intikal ettirse, kâdı boşanmaya hükmeder. Erkeğin niyetini bilemez. Ancak Allah katında boşanma olmaz. Evlilik devam eder. Sarih talâkın (açık sözle boşamanın) hem kazâen hem diyâneten vâki olması için talâk sözünü mânâsını bilerek kadına izafeyi kasdetmesi mutlaka lâzımdır ve onu ihtimalli bulunduğu mânâya sarfetmemesi gerekir. Yani erkek “Boşsun, Seni boşadım, Sana talâk verdim, Sen mutallakasın” gibi açıkça boşanam için kullanılan sözleri, kendi zevcesini kasdederek ve boşanmak niyetiyle söylemiş olamlıdır. Kadının yanında fıkıh kitaplarında yazan talâk meselelerini tekrar eder yahut bir kitaptan naklederek “Karım boştur” sözünü söyler veya yazarsa veya başkasının yeminini hikâye ederse (meselâ “Felanca karım boştur dedi” dese) kendi karısını kasdetmedikçe asla talâk vâki olmaz (gerçeklemez). Kadın kocasına talâk sözünü söylemeyi öğretir de mânâsını bilmeden söylerse, talâk vâki olmaz. Meselâ Farsça “talâk başed” (Boşsun) kelimesini kadın kocasına öğretip söyletirse, koca bunun seni boşadım mânâsına geldiğini bilmedikçe boşanma olmaz. “Sen hayızlısın” diyecekken, dili sürçüp “Sen boşsun” sözüyle yalnız kazâen talâk vâki olur. Şaka ile boşayanın talâkı hem kazâen hem diyâneten vâkidir. Çünkü o, sebebi bile bile kasdetmiştir. Dolayısıyla erkeğin talâkı kasdetmeksizin açık bir sözle karısını boşadığı hallerde kâdıya gidilse, kâdı insanın kalbinden geçeni bilemeyeceği için boşanmaya hükmeder. Ama Allah ile kul arasında nikâh devam etmektedir. Bugün kâdı olmayan yerlerde böyle bir vaziyette erkeğin beyanı ve yemini ile evliliğe devam edilebilir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Bir erkek karısına boşanma hakkı vermişse, kadın da seninle yatmak bana babamla yatmak gibidir dese ama niyeti boşanmak olmasa ne lazım gelir?
    Cevab: Kadına boşama hakkı mücerred bu sözle verilmişse o mecliste kullanabilir. Ne zaman istersen sözü ilave edilmişse dilediği zaman kendini boşar. Burada boşanma hakkı o meclise aittir. Kadın kullanmadı ise düşer. Kadına boşanma hakkı sürekli olarak verilmişse bile kadının bu sözü boşanmaya sebep olmaz. Çünki bu bir bâin talâk lafzıdır. Bâin talâkta ise niyet muteberdir.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Burada bir arkadaş hanımını baba evine göndermiş. Sonra telefonda boşanma niyeti ile bu iş bitti demiş. Kadın bir ay sonra arayıp pişman olduğunu söylemiş. Erkek niye anlamıyorsun bu iş bitti demiş. Bir ay sonra yumuşamış, yine böyle söylemiş ama boşanma niyeti olmaksızın. Şimdi pişmanlar. Ne gerekir?
    Cevab: Birinci söz bâin talâk hâsıl eder. İkinci söz birinci sözü hikâye ediyorsa, ki öyle görünüyor, talâk sayılmaz. Böyle olmasa idi, Hanefî mezhebinde ıddet içinde söylendiği için talâk sayılırdı. Üçüncü söz talâk değildir. Binâenaleyh tekrar yeni bir nikâh ile evlenebilirler.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Karısına pek kötü muamele yapan adamdan kadının boşanması için açılacak boşanma dâvâsında, kadın çocuğun velâyetini istiyor. Kanunlar da velâyeti anaya veriyor. Velâyetin anaya verilmesinin talebi uygun mudur? Uygun değil ise, uygun hale gelmesi herhangi bir şekilde mümkün müdür?
    Cevab: Şer’î hukukta prensip itibariyle veli babadır. Eşler ayrılmışsa, çocuk oğlan ise 7, kız ise 9 yaşına kadar hıdâne velisi annesidir. Yani çocuğu anne terbiye eder. Sonra babaya verilir. Baba yoksa veya uzakta ise veya bakmıyorsa veya fâsık ise çocuk annede kalır. Bu zamanda velinin şer’î hükmü sınırlıdır. Çocuğun malı yoksa babanın vasi olması da pratikte bir şey ifade etmez. Kaldı ki baba, bir başkasını vasi tayin edebilir. Bu vasi anne de olabilir. Netice itibariyle çocuk küçükse zaten annesi hıdâne velisidir. Büyüdüğü zaman da baba salih ise çocuk annede kalsa bile, kanun velâyeti anneye verse bile, şer’en veli ve vasi babasıdır. Annenin buna mâni olabileceği bir şey yoktur.
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Bir kimse, filancanın evine girersen boşsun dedi. Bir zaman sonra “Bak filancanın evine gidersen boşsun ha” dedi. Bir zaman geçti, yine aynı şeyi söyledi. O eve giderse kaç talâk olur?
    Cevab: Bir talâk olur. Çünki ikincisini teyid için söylemiştir. (İbn Âbidîn.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Ayın 20’sinde seni boşamazsam üç defa benden boş ol dese, ne lâzım gelir?
    Cevab: Ayın yirmisinden önce bir kere boşarsa, yemini yerine gelir. Sonra dilerse tekrar alabilir. (İbn Âbidîn.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Zifaf edilmeyen kadını üç defa boşamakla hülle gerekir mi?
    Cevab: Gerekmez diyenler olmuşsa da ulemâ “Bu söz bâtıldır, mezhebe muhaliftir. Hülle gerekir” diyor. (İbn Âbidîn, Bakma ve Dokunma bahsi.)
    21 Haziran 2010 Pazartesi
  • Sual: Efendim beş aydır çeşitli sebeplerden dolayı hanımımla ayrıyız. Sinirli ve üzüntülü bir ânımda hanımıma mesaj gönderdim. “Baban seni bugün gece 12’ye kadar eve getirip bırakmazsa hem vallahi hem billahi hem tallahi bir daha birleşmemiz imkânsız olacaktır. Bu işin dönüşü yok” dedim. Bunun ardından da kayınpederime bir mesaj gönderdim. Mesajın sonunda “Madem kızınızı getirmediniz. O halde bana tek birşey kaldı: Boşum! Boşum! Boşum! Kızınıza tebliğ edersiniz” dedim. Bunların neticesinde talâk vâki olmuş mudur?
    Cevab: Hanımınıza gönderdiğiniz mesaj ile boşanma tahakkuk etmez. Bu belki bir boşanma vaadidir. Yani böyle olursa boşarım demek gibidir. Kayınpederinize yazdığınız mesaj da böyledir. Nitekim İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki “Ben senden boşum” demekle boşanmaya niyet edilse bile boşanma gerçekleşmez. Dolayısıyla bu mesaj ile de boşanma olmaz. İslâmiyete uygun şekilde boşanmak için erkek kadına cinsî temasta bulunmadıkları bir hayızdan temizlik devresinde bir defa “Boşsun” veya “Seni boşadım” gibi açık bir söz söyleyerek boşanma iradesini bildirmelidir.
    14 Temmuz 2010 Çarşamba
  • Sual: İlmihallerde talâk bahsi anlatılırken “Kinâye söyleyince, boşamaya niyet ettiyse veya öfkeliyse bir bâin talâkla boşamış olur” diye yazıyor. Bir kimse öfkeli iken kinâye söz söylese, meselâ “Babanın evine git!” dese; fakat boşamaya niyet etmese boşanma gerçekleşir mi?
    Cevab: Kinâye söz, “Babanın evine git”, “Bana örtün”, “Bana yabancısın” gibi hem boşanmada, hem de başka mânâda kullanılan kelime demektir. Bir kimse böyle bir kelimeyi hanımına talâk niyeti ile söylerse, bir bâin talâk olur. Talâk niyetiyle söylemezse talâk olmaz. Kadın bu vesileyle mahkemeye mürâcaat etse, erkek “Ben talâk niyetiyle söylemedim” derse kabul edilir. Ancak bu sözü öfkeli iken veya zevcesi ile boşanma üzerine konuşurken sarfetmişse, mahkemede “Ben bunu talâk niyetiyle söylemedim” demesi kabul edilmez ve mahkeme talâka hükmeder. Mahkeme erkeğin niyetini bilemez. İlmihallerde de bu husus ifade ediliyor. İbni Âbidîn hazretleri bu halde kazâen talâk vâki olduğunu, ancak diyâneten talâk vâki olmayacağını bildirmektedir. Kazâen lafzı mahkemeye mürâcaatı; diyâneten lafzı ise Allah ile kul arasındaki durumu ifade eder. Şer’î mahkemenin bulunmadığı yerlerde erkek öfke veya talâk müzâkeresi esnâsında söylediği kinâye sözü talâk niyetiyle söylemediğine yemin ederse boşanmış olmaz.
    22 Temmuz 2010 Perşembe
  • Sual: Hanımımla bazı kötü hadiseler yaşadık. Hanımıma söylediğim 3 söz var, bunlar talak gerektiriyor mu? 1- Ben bu evde durmam sözüne karşılık defol git nereye istiyorsan dedim. 2- Babası annesinin hasta olduğunu, kızlarını getirmemi istedi. Hanım büyük bir valiz hazırlamış, anladığım kadarıyla bu işi bitirmek istiyordu. Bu valizi ikiye böl dedim, kabul etmedi, tamam dedim iki valiz yap, eşyalarının hepsini götür dedim. 3- Tahmin ettiğim gibi işi bitirmeye karar vermişler, büyüklerimin ricasıyla tekrar hanımı arayıp kendisini evliliğimizin bitmemesi için ikna etmeye çalıştım. Kabul etmeyince, peki bu iş benim içinde bitti dedim. Sonunda tekrar birleşiyoruz, bu durumda söylediklerim 3 talak gerektiriyor mu, gerektiriyorsa ne yapmamız lazım?
    Cevab: 1-Boşanma niyetiyle söylendi ise, bir bâin talak olmuştur. Boşanma niyeti ile söylenmemişse talâk yoktur. 2-Boşanma niyetiyle söylenmemiş ise mesele yok. Boşanma niyetiyle söylenmiş, ama öncekinden ayrı ikinci bir talâk kasdedilmemişse, önceki talâkı haber vermiş olur. İkinci bir talâk sayılmaz. 3- Boşanma niyetiyle söylenmemiş ise mesele yok. Boşanma niyetiyle söylenmiş, ama öncekinden ayrı üçüncü bir talâk kasdedilmemişse, önceki talâkı haber vermiş olur. Üçüncü bir talâk sayılmaz. Bâin talâk ıddeti içinde ikinci bir bâin talâk, ayrı bir talâk sayılmaz.
    14 Nisan 2011 Perşembe
  • Sual: Bir arkadaşım, şiddetli bir münakaşa neticesinde hanımına iki kere aynı mecliste açıkça boşadığını söylemiş. Sonra da pişman olmuş. Ama hanımı üç talâk verdiğini söylemiş. Kendisi ise iki olduğundan emin. Nasıl hareket edilir?
    Cevab: Talâkta kadının sözü nazara hiç alınmaz. Aksi takdirde kendi ikrarıyla kendi lehine, başkası aleyhine netice doğurmuş olur. Talâk münhasıran erkeğin bileceği bir şeydir. İki şahit işitip, üç talâk olduğu hususunda kadı önünde şahitlik yaparsa, kadı kazaen ayrılmalarına karar verir. Şahitler yok ise veya iş kadıya intikal etmemişse, söz yemin ile beraber erkeğindir. Erkek isterse zevcesine ric’at eder (döner). Bu takdirde eğer kadının sözü doğru ise, günah erkeğindir. (İbni Âbidin, Ric’at bâbı.)
    23 Ağustos 2011 Salı
  • Sual: Nikâhlandıktan sonra, düğün olmadan eşimin arzusu üzerine kendisini boşadım. Mehr vermem gerekiyor mu?
    Cevab: Hangi sebeple olursa olsun, erkek hanımını boşarsa, mehr ödemesi gerekir. Ancak ayrılık kadın tarafından gelmişse, yani kadın irtidat etmişse veya hürmet-i musahereye sebep olmuşsa, bu takdirde mehr alamaz. Ama erkekten boşamasını istemiş ve erkek de boşamışsa veya kadın zina edip yahut huysuz olup erkek boşamışsa, yine mehr ödenir. Eğer zifaf ve halvet olmamışsa, mehrin yarısı verilir. Eğer erkek ile kadın anlaşarak boşanırsa, buna hul denir. Bu takdirde mehr, boşamanın karşılığı olur. Önceden hanımla bunu konuşmalı ve anlaşarak boşanmalıydınız. Şu takdirde mehr ödemeniz gerekmektedir (Nimet-i İslâm).
    22 Eylül 2011 Perşembe
  • Sual: Bezzâziyye’de diyor ki: “Bir baba ile kızı arasında hurmet-i musahere hâsıl olursa, kızın anası ile, yani adamın zevcesi ile adam arasındaki nikâh bozulmaz. Kadın başkası ile evlenemez. Adamın bu kadını boşaması lâzım olur. Bu kadın ile evli kalması ebedî haram olur”. Birinci meselede adam kadını boşamazsa ne olur?
    Cevab: Mahkeme aralarını ayırır. Kadın iddeti bittikten sonra başkası ile evlenebilir. Çünki hürmet-i musahere ve süt emmek ile nikâh kendiliğinden ortadan kalkmaz. Yalnız nikâh fâsid olur. Kadının başkasıyla evlenmesi, ancak birbirlerinden ayrıldıktan veya hâkim ayırdıktan sonra helâl olur. Fâsid nikâhta, karı-kocanın birbirlerini terk etmesi zifaftan sonra ise, ancak seni bıraktım veya yolunu serbest bıraktım gibi sözlerle tahakkuk eder. Zifaftan önce ise; bazılarına göre hem sözler, hem de dönmemek kasdıyla terk etmekle, bazılarına göre ise her iki surette ancak sözle olur. Hattâ kadını terk eder de iddetinin üzerinden seneler geçerse, başka kocaya varamaz. (İbni Abidin-Muharremat Bahsi)
    25 Kasım 2011 Cuma
  • Sual: Uzaktaki zevcesine boşanmasını bildiren mektup yazması hâlinde, zevce ne zaman boş olur?
    Cevab: Bir adam tahta, kâğıt gibi kalıcı gibi bir şeyin üzerine okunaklı bir şekilde zevcesini boşadığını yazarsa, niyet ettiği takdirde talâk vâki olur, gerçekleşir. Yazı adresli ise niyet etsin etmesin talâk vâki olur. Su gibi bir şeyin üzerine yazarsa, niyet etse bile talâk vâki olmaz. Mektup ve hitap suretiyle “Bundan sonra benden boşsun” diye yazar ve gönderir ise, yazdığı anda talâk vâki olur. Mektup ve hitap suretiyle yazarsa, meselâ "Ey filâne! Bu mektubum sana geldiği vakit sen boşsun" derse, talâkı mektubun varmasına ta’lik etmiştir, bağlamıştır. Mektup ulaştığında, okusun veya okumasın, kadın boş olur. Okunaklı ve adresli mektuba zevcesini boşadığını yazarsa, talâk niyeti yoksa kazâen talâk vâki olur, diyâneten olmaz. Nitekim meselâ “Ben yazımı denemiştim” derse böyledir (İbni Âbidin).
    8 Aralık 2011 Perşembe
  • Sual: Münakaşa esnasında zevcesine kızıp, talâk vâki olacak şekilde konuşsa, talâk kast etmese, fakat sarih bir ifade kullansa, ne lâzım gelir?
    Cevab: Kızmak üç kısımdır: Birincisi kendisinde öfkenin mukaddimeleri hâsıl olur. Öyle ki aklı değişmez. Ne söylediğini ve ne istediğini bilir. Bunun talâkı vâkidir. İkincisi öfkenin son haddine varır. Ne söylediğini ve ne istediğini bilmez. Böylesinin hiçbir sözü muteber değildir. Üçüncüsü bu iki mertebenin arasında bulunandır. Bunun talâkının vâki olması ihtilâflıdır. Bazılarına göre vâki olmaz. İbni Âbidîn hazretleri talâkı istemiş ve söylemiş ise, ama sonradan hatırlamıyorsa, iki şâhidin beyanı ile talâk vâki olur. Yoksa talâkı istemeyerek kızgınlıkla söylemiş olsa medhûş (dehşetten ne söylediğini bilmez) hükmündedir. Yani sonradan iki şâhid boşadığını söylese bile talâk vâki olmaz diyor. Söz açıkça talâk sözü ise, niyet etsin etmesin, kızgın olsun olmasın boşanmış olur.
    8 Aralık 2011 Perşembe
  • Sual: Talâk-ı bâin olunca, iddet zamanı içinde yeniden nikâh yaparak aynı kadınla evlenebilir mi? İddetin bitmesini mi beklemesi gerekir?
    Cevab: Talâk-ı bâin iddeti içinde koca yeni bir nikâhla zevcesini alabilir. Ancak başka bir adamla evlenebilmesi için iddetin bitmesi gerekir.
    10 Ocak 2012 Salı
  • Sual: Eşimle çok şiddetli bir kavga esnasında “Yok arkadaş, bu böyle olmayacak” dedim. Bu kelimenin nikâh bakımından bir tehlikesi var mıdır?
    Cevab: Nikâha zararı yoktur. Nikâhı bozmaya delâlet eden “Babanın evine git!”, “Bana örtün!”, “Bana yabancısın!” gibi sözlerin boşama niyetiyle ve mâzi sigasıyla (geçmiş zaman kipiyle) söylenmesi hâlinde bir bâin (ayırıcı) talâk olur.
    9 Şubat 2012 Perşembe
  • Sual: Kocanın karısını üç talâkla boşaması meselesinde, boşama ifadesi arka arkaya üç kez tekrarlanırsa üç talâk gerçekleşmiş olur mu? Yoksa "Kadın bir temizlik süresi içinde ancak bir kez boşanabilir. Üç talâkın aynı anda verilmesini Peygamber efendimiz tek talâk saymıştır" ifadesi dolayısıyla, bu üç talâğın ayrı ayrı verilmesi mi gerekir?
    Cevab: Boşanma kadının hayz görüp temizlendiği bir zamanda hiç el sürmeden bir defa açık talâk ile boşamak suretiyle gerçekleşir. Bunun hilafına olan boşamalarda, meselâ hayz görüp temizlenmeden evvel bir talâk vermek veya bir defada üç talâk vermek bid’at ve günah olmasına rağmen muteberdir, sahihtir. Bu hususta icma vardır. Ahmed Davudoğlu “Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri” adlı eserinde bu meseleyi uzun uzadıya ele alıyor. Eğer boşama ifadesi ayrı birer boşama olarak değil de, önceki talâkı teyid için söylenmişse, ayrı bir talâk sayılmaz.
    13 Şubat 2012 Pazartesi
  • Sual: Bir keresinde, hanımla münakaşa esnasında ağzımdan “Bıraktım artık” veya “Ben bıraktım” gibi bir söz çıkmıştı. Ben bunu “Artık seninle uğraşamıyorum, sana alâka göstermeyi, değer vermeyi, mücadele etmeyi vs bıraktım” mânâsına söylemiştim. Boşamak gibi bir mânâ asla yok idi. İlmihalde “Bırakmak, terk etmek kelimeleri, kinâye iseler de, boşamak için kullanılmaları âdet olduğundan sarîhdirler” ifadesine göre nikâhımız ne oldu?
    Cevab: Bu gibi sözler kinâyedir. Boşama niyetiyle söylenirse, bir bâin talâk olur. Bu gibi kelimeler kinaye olmaktan çıkmış ise de, talâk niyeti diyâneten aranır; kazâen aranmaz. Yani İslâm mahkemesine gitse, bu söz ile talâka hükmeder; ama müftüye sorulsa, boşama niyeti olmadığı için talâk fetvâsı olmaz. Netice itibariyle, bahsettiğiniz niyetle söylenmişse, boşanma olmaz.
    13 Şubat 2012 Pazartesi
  • Sual: Zevce kocasına “Her ne zaman istersen aramızda nikâhı tazelemek/nikâh yapmak üzere seni vekil ettim” dese, daha sonra bu karı-koca ayrılırlarsa, kadının zamanında vermiş olduğu vekâlet muteber olarak kalır mı, yoksa iptal mi olur?
    Cevab: Her ne zaman erkek zevcesini boşar veya küfr sebebiyle nikâh fesholursa, erkek bu vekâlete istinaden nikâhı tazeleyebilir. Vekâletin bâki olduğu muhtevasından da anlaşılmaktadır.
    17 Şubat 2012 Cuma
  • Sual: Erkek evleneceği kızın sözüne inanarak, onu bâkire diye nikâhlasa ve nikâhtan (bir ay veya bir sene) sonra kızın daha önce nikâhlı olduğu ve talâk da verilmediği iddiası ortaya çıksa, nikâhları bozulur mu? Veya erkek kızı boşamak zorunda mıdır? Yoksa araştırma yapması mı gerekir? Eğer boşaması gerekiyorsa veya araştırma sonunda iddialar doğru çıkarsa mehr vermesi gerekir mi?
    Cevab: Bâkire diye alıp da dul çıkarsa nikâh bozulmaz. Erkek isterse kadını boşar. Bazı âlimlere göre tam mehr (Halebî, Bezzâziyye) verilir. Zira kızlığı kazâ ile bozulmuş olabilir. Bazı âlimlere göre mehr-i misl ödenir. Nitekim Fevâidü’l-Muhît der ki: Mehr, bâkire olduğu için yüksek tutulmuşsa, bu fazlalık verilmez, mehr-i misl ödenir. Buhara ve Harzem ulemâsının kavli budur. Eğer hâlâ nikâhlı olduğuna dair bir iddia varsa, bu iddiayı ortaya atan iki şahid ile ispatlamalıdır. Aksi takdirde kadının beyanı esas alınır. Kadının daha evvel evli olduğu ve hâlâ nikâhının devam ettiği ortaya çıkarsa, nikâh fâsid olur. Erkek ödediği mehri geri alır. Zifaf olmuşsa, kadına ukr (mehr-i misl ve mehr-i müsemmâdan az olanı) ödenir. Kadının başkasıyla evli olduğunu bilerek yapılan evlilik bâtıldır. Zifaf olmuşsa, mehr-i misl ödenir.
    17 Şubat 2012 Cuma
  • Sual: Ehl-i kitap kadınla nikâhın sahih olması için, Hazret-i İsa'ya ilah demeyen bir Hıristiyan mı olması gerekir? Öyle ise bunu araştırmak veya kadına sormak gerekir mi? Müslüman olduğunu söyleyen, fakat daha ziyade Hıristiyan gibi yaşayan ve davranan bir kadınla nikâhın vaziyeti nedir? Kadının ağzını arayıp Hıristiyanlığa inandığını söylese, bu kadın mürted hükmünde mi olur, Hıristiyan hükmünde mi?
    Cevab: Hazret-i İsa’ya ilah diyen ve demeyen mefhumunu ayırmak zordur. Üç ilahtan ikincisi diyenler var ki bunlar da ehl-i kitap sayılır. İsa aleyhisselâma müstakil bir yaratıcı olarak inananlar müşriktir. Burada zann-ı gâlibe (çok zanna) göre hareket edilir. Müslüman oldum demekle Müslüman olunmaz. Önceki dinimden döndüm demesi de gerekir. Böyle değilse, hiç Müslüman olmadığı için mürted de olmaz. Böyle kadınla evlenmek tahrîmen mekruhtur. Eğer başta hakikaten Müslüman olmuşsa, sonradan tekrar Hıristiyanlığa girdiğini söyler veya küfre sebep olan bir iş yaparsa mürted olu
    17 Şubat 2012 Cuma
  • Sual: Basit bir kavgada hanım “O zaman yatakları ayıralım” dedi. Ben de “Ayır, ayırırsan ayır” dedim. Boşama kastı yoktu. Nikâhımıza zarar gelmiş olur mu?
    Cevab: Nikâha zararı yoktur.
    23 Mart 2012 Cuma
  • Sual: İslam nikâhı düşünce, mehir de düşer mi?
    Cevab: Nikâh düşünce, yani boşanınca veya eşlerden biri ölünce müeccel (veresiye) mehrin ödenmesi vâcib olur. Zifaf, ölüm veya halvet olmuşsa tam, olmamışsa yarım mehr ödenir.
    30 Mart 2012 Cuma
  • Sual: Beyimle defalarca boşanma kararı aldık ve çok yakın bir zamanda mahkeme açacağız. Yaklaşık 2 yıldır ara ara sinirlendikçe bir kaç kez “Boşayacağım seni, dinime imanıma boşayacağım” gibi cümleler kurdu. Dinî nikâhımız o zamandan düşmüş müdür? Şu anki vaziyet nedir?
    Cevab: Bu söz, istikbale ait bir boşama vaadidir. Yani ileride seni boşayacağım demektir. Boşama sayılmaz. Dine uygun boşama, hayz görüp temizlendikten sonra kadına el değmeden bir defa “Seni boşadım” demekle olur.
    30 Mart 2012 Cuma
  • Sual: Kocam haramlardan kendisini alamıyor ve çalışmıyor. Ailesine nafaka vermediği gibi, kendisini de geçindiremiyor. Uzun zaman ben barındırdım. Artık ben de annemin evinde yaşıyorum. Şimdi beni boşamasını istiyorum, boşamıyor. Hiçbir zaman talâk vermeyeceğim diyor. Daha gencim. Belki uygun birisi ile evlenebilirim. Ne yapmak lâzımdır?
    Cevab: Nafakadan acz, Şâfiî mezhebinde boşanma sebebidir. Mahkeme vasıtasıyla evliliği feshettirdikten sonra, kâdı bulunmadığı için, sâlih bir Şâfiî âlimine gidip vaziyeti iki âdil şahid ile ispatladıktan sonra, o âlim ikisini ayırır. Kadın talâk iddeti bekler. Şâfiî âlimi bulunamazsa, bu mezhebi bilen başka bir sâlih ilim sahibi de bu işi yapabilir.
    6 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Bir kadından örtünme, namaz vs. hususları yerine getirmesini istemek kocanın bir hakkı ve vazifesi midir? Bunun için koca kadına muayyen ölçülerde müeyyide tatbik edebilir mi?
    Cevab: Usulüne uygun şekilde ikaz eder. Dinî bilgilerde noksan ise, öğrenmesine yardımcı olur. Yine dinlemezse tatlı mükâfat vaadlerinde bulunur. Yine müsbet etice alamazsa, darılır. Bu da olmazsa ayrılabilir.
    10 Nisan 2012 Salı
  • Sual: Erkek, boşadığı eşine kazanılmış mallardan vermek zorunda mıdır? Kadın, beraberken alınmış mallardan hak iddia edebilir mi?
    Cevab: Boşanan kadın, hangi sebeple boşanırsa boşansın, sadece ödenmemiş mehr, ödenmemiş nafaka ve iddet nafakasına hak sahibidir. Ayrıca çeyizini de alabilir.
    10 Nisan 2012 Salı
  • Sual: Eşimle tartıştık. Ben ona “Bırak beni, boşanacağım, gideceğim” diye ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. O da bana “Tamam gel, şartları konuşalım, sonra gidersin” dedi. Netice itibariyle münakaşanın sonunda barıştık. Bu sözleri ne mânâda kullandığını sordum. “Seni sâkinleştirmek için söyledim, boşanmak için söylemedim” dedi. Acaba talâk oldu mu?
    Cevab: Böyle boşanma olmaz. Talâk lafzı kullanılmamış. Kaldı ki niyet de yoktur.
    14 Nisan 2012 Cumartesi
  • Sual: Evlendiğimizde bize altın ve para olarak hediyeler geldi. Bunların bir kısmı ile araba aldım. Geri kalan kısmı, hanımımda duruyordu. Şimdi geçimsizlik sebebiyle ayrılmak üzereyiz. Hanımım bu hediyelere ilâveten, arabayı da kendisine vermemi istiyor. Böyle bir talepte bulunabilir mi? Düğünde gelen bu hediyeler kime aittir?
    Cevab: Düğünde gelen hediyeler, kime verilirse verilsin, açıkça gelinin veya damadındır denmedikçe, kız tarafından gelenler kızın, erkek tarafından gelenler erkeğindir. Hatta bazı yerlerde bu hediyeler karz hükmündedir. Yani meselâ o altını takan, kendisi de düğün yaptığında aynısını beklemektedir.  Binaenaleyh kız ancak kendi tarafından gelen hediyelere maliktir. Fazlasını isteyemez. (İbni Âbidin, Kitabü’l-Hibe)
    27 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Zevcem boşanmak üzere mahkemeye müracaat etti. Ben de boşanmayı kabul etmek istiyorum. Ancak karşı taraf maddî ve manevî tazminat talep ediyor. İslâm hukukunda boşanan tarafın böyle bir tazminat hakkı var mıdır? Şayet mahkeme bunu kabul ederse, ben bu tazminatı öderken mehre niyet edebilir miyim?
    Cevab: İslâm hukukunda taraflar hangi sebeple olursa olsun boşandığı zaman, kadının ödenmemiş mehr, ödenmemiş nafaka ve ayrıca iddet nafakasından başka bir talebi olamaz. Bu bakımdan mahkeme karar verse bile, bu tazminat kadına helâl değildir. Ancak kadın, bu tazminatı almadığı mehr, nafaka ve iddet nafakasına karşılık olarak alabilir; erkek de bu niyetle verebilir. Hanefî mezhebinde, alacağın takası (mahsubu) için aynı cinsten olması şart ise de, diğer mezheplerde şart değildir. Binaenaleyh altın alacağın karşılığı, aynı kıymette kâğıt para olarak takas yapılabilir.
    27 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Bir hocamız sınıfta "Erkek 3 defa boş ol dediği zaman boşanma olmaz" demişti. Bu sözün doğru olmadığını kaynaklarını vererek nasıl ispat edebilirim?
    Cevab:

    Boşanma üç defadır. Yani bir erkek (veya vaziyete göre kadın) peşpeşe veya ayrı ayrı üç defa boşanma iradesini ortaya koymuşsa, boşanma gerçekleşir. Kadın bir başka erkekle evlenip zifafa girdikten sonra, bu evlilik ölüm veya boşanma ile sona ermedikçe, eski kocasına varamaz. Üç talâk lafzının bir defada söylenmesi ile üç ayrı talâk olacağı Sahabe-i kiramın icma'ı ile sâbittir. Merhum Ahmed Davudoğlu’nun Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri kitabında bu husus etraflı anlatılmaktadır.

    27 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Bir kadın kocasına “Bitsin” derse, erkek de “Bitsin” derse ve kadın kocasına “Boşandık mı?” derse ve erkek “Evet” derse talâk olur mu? Bütün bunlar mesaj yazma yoluyla cereyan ederse yine talâk olur mu? “Boşandık mı?” yerine “Boşanıyor muyuz?” dese vaziyet değişir mi?
    Cevab: Birinci halde talâk olur. Mesajla da olsa vaziyet aynıdır. Ancak boşanıyor muyuz sözünde müzâri (şimdiki zaman) sigası kullanıldığı için, erkek mâzide (geçmiş zamanda) boşadığını kast etmişse, boşanma olur. Değilse olmaz.
    27 Nisan 2012 Cuma
  • Sual: Münakaşa esnasında boşama niyeti olmaksızın erkek “Bitti, tamam, kes!” dese, sabrım bitti, münakaşa bitti mânâsını kast etse, talâk olur mu?
    Cevab: Boşama niyetiyle söylemediyse olmaz.
    8 Mayıs 2012 Salı
  • Sual: Eşim, çocuklardan bunaldığı bir vakit "Bana biraz yardımcı ol! Yoksa gideceğim ve beni bulamayacaksınız" dedi. Ben de kendisine "Her seferinde bunu söyleyip durma! Defol, nereye gidersen git! Bir daha da dönme! Bu evden giden bir daha dönemez!” dedim. O da bana "Bu evden biri giderse o ben olmayacağım. İstiyorsan sen git" dedi. Bu cevabına sinirlenerek hışımla evden çıktım. Birkaç saat sonra döndüm. Bu kez sâkin konuşup barıştık. Benim sözüm ile talâk olur mu? Zevceme talâk salahiyeti vermiş oldum mu?
    Cevab: Açıkça boşanma için kullanılan (boş ol, talâk verdim) gibi kelimeleri boşama niyeti olmadan bile söylemekle bir talâk olur. Yalnızca boşama için kullanılmayan (git, örtün, defol) gibi kelimeleri boşama niyeti ile kullanırsa bir talâk olur. Bu kelimeler talâk müzakeresi sırasında kullanılırsa kazâen talak olursa da diyâneten olmaz. Kasıt olmaksızın talâk salahiyeti verilmiş sayılmaz.
    8 Mayıs 2012 Salı
  • Sual: Üç talâk ile boşayan kişinin hülle yapmadan tekrar nikâh yapması câiz midir?
    Cevab: Hayır. Hülle (hulle), âyet-i kerimenin emridir. Üç talâk ile boşanmış bir erkek, zevcesi bir başka erkekle evlenip, zifafa girdikten sonra, bu evlilik ölüm veya boşanma ile sona ermeden bu kadınla tekrar evlenemez.
    8 Mayıs 2012 Salı
  • Sual: Erkek karısını bir sinir anı ile üç talâk ile boşasa, kadın boş olur mu?
    Cevab: Boş olur. Ancak erkek ne söylediğini bilmez halde ise, yani boşadığını hatırlamıyorsa, boşamış sayılmaz. İki kişi talakı işitip söylerse, talâk olur.
    20 Mayıs 2012 Pazar
  • Sual: Eşimle münakaşa ettik, evden gitti. Daha sonra telefonda konuşurken bana “Beni istiyor musun?” diye sordu. Ben de “Şöyle şöyle olursan istiyorum” dedim. Daha sonra barıştık. Acaba bu sözle talâk olmuş mudur?
    Cevab: Münakaşa ederken boşamaya delâlet eden bir sözü söylerse veya boşanma için kullanılmayan bir sözü boşama niyetiyle söylerse talâk olur. Telefonda kullanılan bu söz ile talâk olmaz.
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: Eşimle münakaşa ettik. Beni çok sinirlendirdi. Ben de “Git bu evden, bitsin bu iş!” dedim. O da eşyalarını topladı. “Gidiyorum, bitti bu iş, boşanıyoruz” dedi. Bunu bir kaç defa söyledi. Ayrıca kardeşime “Boşanalım da herkes kendi yoluna baksın” demiş. Bu bir talâk mıdır?
    Cevab: “Boşanıyoruz, bitti bu iş” sözünü geçmişi kasdederek ve boşama niyetiyle söylemiş ise bir boşama olur. “Böyle giderse boşanırız” veya “İleride boşanmak niyetindeyim” mânâsına söylemişse talâk olmaz. Bu niyetle söylemişse ve tekrar etmişse bile önceki talâkı haber vermek veya teyid etmek sayılır ve tek talâktır. Eşiyle, hatta kimseyle tartışmamalıdır. Münakaşa şeytandandır. Haklı olduğu halde münakaşayı terk etmek hadis-i şerifle emrolunmuştur.
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: Dinî nikâhım altında bulunan ve resmî kaydı yapma hazırlığında bulunduğumuz hanımım çekip gitti. Kendisinden haber alamıyorum. Sonradan bir başkasıyla evlenme hazırlığı içinde olduğunu öğrendim. Ne yapmam gerekir?
    Cevab: Kadını boşamak istiyorsanız, birisini vekil yapar veya bir mektup yazarak talâkını verirsiniz. Mehr ödemek istemiyorsanız, haber gönderip muhâlaa yaparsınız. Yani mehr karşılığında talâkını verirsiniz. Boşamak istemiyorsanız, aynı vasıtalarla nikâhın devam ettiğini iki tarafa da bildirirsiniz. Dinî nikâhı, resmî kayıttan evvel yapmamalıdır.
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: Eşimle münakaşa ettik. O sinirle talâkını vermek istedim ve bir kişinin şâhitliğinde sakin sakin konuştuk, ama seni boşadım demedim. “O istiyorsa tamamdır” dedim. O da “Evet” dedi. Şu halde biz boşanmış sayılır mıyız?
    Cevab: Bir bâin talâk olduğu anlaşılıyor. Boşanmada şâhide gerek yoktur. Tekrar nikâh kıymak suretiyle bir araya gelinebilir. Bu arada bir talâk hakkı düşmüş, iki talâk hakkı kalmıştır.
    26 Haziran 2012 Salı
  • Sual: Kadının ıddet zamanı olduğu gibi, erkeğin de var mıdır?
    Cevab: Bazı hallerde erkek de evlenmeden bir müddet beklemek mecburiyetindedir. Dört kadınla evli olan bir erkek bunlardan birisini boşadığı zaman, başka bir kadınla evlenmek için boşadığı kadın ıddetini bitirinceye kadar bekler. Karısını boşayıp baldızı veya karısının yeğeni yahud halası veya teyzesi ile evlenmek isteyen erkek de karısı ıddeti bitirene kadar bekler.
    30 Haziran 2012 Cumartesi
  • Sual: Teyp veya hoparlör ile okunan ezan ve kıldırılan namaz câiz olmadığına göre, telefonla yapılan akidlerin de sahih olmaması veya teypten müzik dinlemenin mahzuru olmaması gerekmez mi?
    Cevab: Verilen misallerin hiç biri diğerine benzememektedir. Her câmide ezanın müezzinin kendi sesiyle okunması şarttır. Merkezî ezan, sahih olmaz. İmama uymanın sahih olması için de imam ile aynı mekânda bulunmak şarttır. İmam bir odada bulunup, cemaat bu odayla bağlantısı olmayan başka bir odada olsa, arada hoparlör veya televizyon irtibatı olsa, bu odada imama uyanların namazı sahih olmaz. Çünki ezan ve namaz gibi ibâdetlerde vâsıta kullanmak câiz değildir. Akdin sıhhati için, birbirine uygun iradenin ortaya konulması kâfidir. İsbat şartı ayrıdır. Binaenaleyh telefonla akid yapmak, vekâlet vermek, zevcesini boşamak câizdir.
    Telefonda, radyoda ve hoparlörde bir söyleyen adamın sesi; bir de elektrikle mıknatısın hâsıl ettiği metalik ses vardır. Yekdiğerine çok benzeyen bu iki ses, ayırd edilmese bile birbirinin aynı değildir. Birisi asıldır, ikincisi bunun benzeridir. Sinemada ve televizyonda hareket eden şekiller gibidir. Hiç kimse bu şekiller, kendilerini meydana getiren asıl kimselerin aynıdır diyemez. Akidlerde, boşanmakta, zekât vermekte yazışmak ve vekil tayin etmek, yani vâsıta kullanmak câiz olduğu malumdur. Telefon ve hoparlör de mektup gibi vasıta olduğu için caiz olmaktadır. Ezanda ve nemazda ise kendinin okuması şarttır. Onun için zekât vekâleti ve boşanma ile ezan ve nemaz bu bakımdan ayrılmaktadır.
    Teyp, çalgı âletinin çıkardığı sesi kaydedip neşredince, çalgı âletini kendisi olmaktadır. Musikide esas olan, ahenkli ses çıkışıdır. Çalgı âleti zaman ve mekâna göre değişebilir.
    3 Temmuz 2012 Salı
  • Sual: Eşimle tartıştık. Gidip olanları ailesine anlatmış. Ailesi de boşan oğlum demiş. O da bu söze bakarak “Boşansak mı? Zaten niye evliyiz?” gibi sözler kullanmış. Annesi “Boşanın” deyince, İyi olur” demiş. Ben de “Git o zaman bu evden” dedim. O da “Sabret, bir kaç gün sonra giderim” dedi. Sonra “Sen niye gitmiyorsun annenin evine?” dedi. Daha sonra barıştık. “Bu sözleri boşanma mânâsında mı söyledin?” diye sordum. “Bilmiyorum, hatırlamıyorum” dedi. Bu sözlerle talâk olur mu?
    Cevab: Talâk (Boşama), bu iş için kullanılan sarih (açık) sözlerin niyetil veya niyetsiz söylenmesiyle; veya bu iş için de başka iş için de kullanılan kinâye (kapalı) sözlerin boşama niyetiyle söylenmesiyle meydana gelir. Bu sözün de mâzi sigasıyla (geçmiş zaman kipiyle) söylenmesi lazımdır.
    Anlattığınız hâdise buna uymuyor. Binaenaleyh talâk olmamıştır.
    12 Temmuz 2012 Perşembe
  • Sual: Evli bir kimse “Biz evli değiliz” derse, bu talâk olur mu?
    Cevab: Boşama niyeti ile söylenmiş ise, bir bâin talâk olur. Nitekim bir kimse zevcesine «Bu benim zevcem değildir» dediğinde niyetsiz boş olmadığı gibi. (İbni Abidin)
    13 Temmuz 2012 Cuma
  • Sual: Boşanan kadının geçimi için kocasından nafaka talep etmesi caiz midir? Koca bunu reddederse, bunu dâvâ ile almak câiz midir?
    Cevab: Nafaka, evli iken ve boşandıktan sonra beklenmesi gereken iddet zamanı için bahis mevzuudur. Boşandıktan sonra kadın erkekten nafaka taleb edemez. Hakkı olmayan bir şeyi kanun müsaade etse dahi dâvâ ile istemek caiz değildir. Ancak koca, evliliği sırasında kadına nafaka vermemişse, kadının mallarını, parasını borç alıp kullanmışsa, mehrini ödememişse, bu takdirde bunları dâvâ ile veya başka şekilde taleb etmek câizdir.
    28 Temmuz 2012 Cumartesi
  • Sual: Boşanma sırasında ev eşyalarının anlaşma ile ya da dâvâ ile paylaşılması câiz midir?
    Cevab: Boşanma sırasında, ev eşyalarından herkes kendisine ait olanı alır. Ortak alınmış eşyalar ise taksim edilir. Anlaşarak taksimi de mümkündür.
    28 Temmuz 2012 Cumartesi
  • Sual: Boşanma sırasında, edinilen malların eşler arasında eşit paylaşımını öngören kanuna göre, kadın kocasına ait olan evin yarısını taleb edebilir mi?
    Cevab: Boşanma sırasında, kadının kocasından ödenmemiş nafaka, iddet nafakası, ödenmemiş mehr ve çeyizinden başka bir taleb hakkı şer’î hukuka göre mevcut değildir. İslâm hukukunda mal ayrılığı rejimi vardır. Edinilmiş mallara ortaklık rejimi şer’î hukuka aykırı olduğundan, kadının kocasına ait mallardan hisse talebi câiz değildir.
    28 Temmuz 2012 Cumartesi
  • Sual: Arkadaşlarla hülle meselesi hakkında konuşuyorduk. Birimiz "Hülle meselesi de nerden çıktı? Yoksa bir sıkıntın mı var" diye takıldı. Diğeri de "Ya ne demezsin! Hanıma 3 defa boş ol dedim. Şimdi çıkış yolu arıyorum" diye şaka yaptı. Sonra da telaşlandı. Hanımına böyle bir şey söylemediğini söyledi. Bunun hükmü nedir?
    Cevab: Bu talâğı yalandan hikâyedir. Yani olmamış bir şeyi olmuş gibi anlatmaktır. Talâk olmaz ise de bu mevzuda şaka yapmamalıdır.
    24 Ekim 2012 Çarşamba
  • Sual: İslâmî bir sistemde, talâk ile alâkalı kararı kadı mı, yoksa müftü mü verir? Bunlara talâkı işiten şâhidler müracaat etse ne olur?
    Cevab: Kadın mahkemeye giderse kadı karar verir, erkek uymak zorundadır. Müftüye danışsa, müftü talak olmuş dese, erkek kabul etmese evlilik devam eder. Müftü fetvası zorlayıcı olmadığı gibi, müftü vaziyetin doğruluğunu araştırmaz, anlatılana bakar. Kadın mahkemeye gider, talâkı ispatlarsa kadı kararı verir, erkeğin niyetine değil, sözüne bakar. Kadıya ancak kadın müracaat edebilir.
    31 Ekim 2012 Çarşamba
  • Sual: Yemin bozulmadan da yemin keffareti verilebilir mi? Bir kimse “Ben bu kızla evlenirsem nikâhım boş olsun” veya “Bu kızla evlenirsem ve ailemle iyi geçinmezse yemin ederim boşarım” derse, kefaret verip bu kızla evlenebilir mi?
    Cevab: Yemin bozulmadan keffaret verilmez. Birinci halde, evlendiği zaman bir talâkla boş olur. İmam Muhammed ve İmam Şâfiî’ye göre olmaz. Buna talâk-ı devr denir. İkinci halde evlendikten sonra ailesiyle iyi geçinmezse, isterse zevcesini boşar; boşamak istemezse, keffaret verir.
    24 Kasım 2012 Cumartesi
  • Sual: Bir kimse, zevcesine bir tek kelime söylemeden el hareketiyle veya mimikle boşayabilir mi?
    Cevab: Talâk ancak söz ile veya yazı ile olur. Sağır ve dilsizin işaret-i mahudesiyle (bilinen işaretiyle) de talâk gerçekleşir.
    6 Aralık 2012 Perşembe
  • Sual: Boşanan kadının beklemesi gereken zaman ne kadardır?
    Cevab: Kadın hâmile değilse, 3 defa hayız görüp temizleninceye kadar bekler. Hâmile ise iddeti (bekleme müddeti) doğuma kadardır. Hayz görmüyorsa üç ay bekler. Koca ölmüş kadın da hâmile değilse 4 ay 10 gün bekledikten sonra başkası ile evlenebilir.
    21 Aralık 2012 Cuma
  • Sual: Bazı ilaçlar insanların karakterlerini çok değiştiriyor. Akılları gitmiyor ama karakterleri değişiyor. Mesela bir anda ters bir fikre yönelebiliyor. Bu kişilerin dinen mesuliyetleri nedir?
    Cevab: İstemeyerek sarhoş olan kimse günahkâr olmadığı gibi, ehliyeti de yoktur. İşlediği suçtan ceza almaz. Nikâhı, talâkı, yemini ve hiçbir akdi muteber olmaz. Ancak verdiği bedenî veya maddî zararı öder.
    17 Şubat 2013 Pazar
  • Sual: Bugün için mahkeme kararıyla boşanma, dinen de boşanma sayılır mı?
    Cevab: Kadın ve erkek anlaşarak boşanmışlarsa, evrakı imzaladıkları anda bir ric’î talâk olur. Davayı erkek açmışsa, hâkimi hakem/vekil tayin etmiş olur. Hâkim boşanmaya karar verirse, bir ric’î talâk olur. Davayı kadın açmışsa ve hâkim de boşanmaya karar verirse, dinen talâk sayılmaz. Kadın için boşanma sebebi varsa, kocanın deliliği, iktidarsızlığı, kötü muamelesi, nafaka vermemesi, evi terk etmesi, gaipliği gibi, o takdirde şer’î hükümleri bilen ve İslâm hukukuna göre şahitlik yapma vasıflarını taşıyan birini hakem yapar. Bu hakem, kadının talebini şer’e uygun görürse, aralarını ayırır.
    28 Şubat 2013 Perşembe
  • Sual: Ailevî bir geçimsizlik yaşıyoruz. Kocamın annesi, anneme gelerek, düğünde taktıkları altınları geri istemiş. Annem de vermiş. Kocamın ailesi bu altınlar üzerinde hak sahibi midir?
    Cevab: Altınlar, kıza erkekten gelmişse, nikâhtan evvel hediye etmişse ve mehr olarak verilmiş değilse, sonra geri alabilir. Ancak kız bu altınları harcamışsa, bozdurmuşsa, yerine başka ziynet veya mal almışsa, yahud bunun karşılığı olarak kocaya hediye vermişse, veya mehr olarak verilmişse geri isteyemez.
    Erkek, altınları kıza nikâhtan sonra hediye etmişse, mehr olarak taksın takmasın, geri alamaz. Çünki zevciyet (karı-koca münasebeti), hibeden rücû’a (bağışlamadan dönmeye) mânidir.
    Altınları erkeğin ailesi takmışsa, nikâhtan önce veya sonra da takmış olsa, geri alabilir. Hibeden rücû (hediyeden dönme) mekruh olmakla beraber sahihtir. Hadîs-i şerifte, “Hediyesinden geri dönen, kustuğunu yalayan köpek gibidir” buyuruldu. Ancak kız bu altınları harcamışsa, bozdurmuşsa, yerine başka ziynet veya mal almışsa, yahud bunların karşılığında az veya çok bir hediye verilmişse geri isteyemez.
    Altınları kızın anne ve babası kıza hediye etmişse, hiç geri alamaz. Çünki neseben mahrem akrabalık, hibeden rücû’a mânidir. Bunlar birbirlerine hediye vermişse, geri dönemez.
    Altınları kızın anne ve babası erkeğe hediye etmişse, geri alabilirler. Ancak erkek bu altınları harcamışsa, bozdurmuşsa, yerine başka ziynet veya mal almışsa, yahud bunların karşılığında hediyeyi veren kişiye az veya çok bir hediye verilmişse geri isteyemezler.
    Altınlar, başkalarından hediye gelmişse, kime verilirse verilsin, açıkça gelinin veya damadındır denmedikçe, kızın ailesinin akraba ve tanıdıklarından gelenler kızın ailesine, erkeğin ailesinin akraba ve tanıdıklarından gelenler erkeğin ailesine aittir. Hediyeler, kızın arkadaşlarından gelmişse kıza, erkeğin arkadaşlarından gelmişse erkeğe aittir.
    Altınlar eğer kıza aitse, annesi veya babası yahud kocası bunda tasarruf edemez. Kızın annesi, kıza ait olan altınları, kızın rızası olmaksızın erkeğe veya erkeğin ailesine yahud hiç kimseye veremez.
    (İbni Âbidin, Reddü’l-Muhtâr, Kitabü’l-Hibe, Rücû ani’l-Hibe bahsi)
    Ayrıca kızın kocadan mehr, ödenmemiş nafaka, iddet nafakası ve sair alacağı varsa, kocasına ait olan altınları dahi, bunların karşılığı olarak elinde tutabilir. Çünki bu borçlar kocanın ailesine değil, kocaya aittir.
    7 Mart 2013 Perşembe
  • Sual: Erkek veya kadın mürted olursa nikâh bozulur mu?
    Cevab: Erkek mürted olursa, nikâh bozulur. Tekrar tevbe ederse, yeniden nikâh gerekir. Şâfiî’de ise, iddet içinde tevbe ederse, nikâh gerekmeden zevcesine dönebilir. Kadın mürted olursa mezhebin esas prensibine göre nikâh bozulur ise de, sonra gelen mezheb ulemâsı, nikâhın bozulmayacağı, kadının tevbeye zorlanacağı, tevbesi hâlinde zevciyet münasebetinin devam edeceği istikametinde fetvâ vermiştir. İrtidad sebebiyle nikâhın feshinde, talâk sayısı azalmaz.
    7 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: Zevc ve zevce (karı-koca) küsseler, altı ay veya bir sene konuşmasalar, ayrı odalarda yatsalar, nikâha zararı var mıdır?
    Cevab: Hayır. Erkeğin, zevcesine, dört ay veya daha çok zaman veya zaman söylemeyerek, "Sana yaklaşmayacağım" diye yemin etmesine îlâ denir. Dört ay içinde zevcesine yaklaşıp yemin kefareti verir. Aksi halde, bir talâk-ı bâin ile boşanmış olurlar.
    7 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Başka nikâhlısı olmadığını söyleyerek nikâhlanan kimsenin, başka zevcesi olduğu anlaşılırsa nikâh bozulmaz.” Kadın vaziyeti bilse belki nikâh yapmayacaktır. Böyle söylemek hile olmaz mı?
    Cevab: Yalan söylemek, kandırmak câiz değildir. Ama bu şekilde bir nikâh yapılırsa, sahihtir. Kadının sonradan bozma hakkı yoktur. Nitekim evlenmeden evvel karşı tarafı araştırmak lâzımdır. Bu, mala dair bir yalan olmadığı için, sonradan akdi bozma hakkı yoktur.
    16 Nisan 2013 Salı
  • Sual: Fıkıh kitaplarında diyor ki: “Kadında ayıp hâsıl olursa Hanbelî ve Şâfiî’nin bir kavlinde erkek nikâhı fesh edebilir. Mâlikî’de ve Şâfiî’nin diğer kavlinde fesh edemez.” Erkek zaten talâkla boşayabildiği halde, neden fesih oluyor?
    Cevab: Erkek, bu hallerde kabahati olmadığı için, mehr ödemekten kurtulmak için talâk yerine, bu iki kavilde nikâhı feshettirebilmektedir.
    16 Nisan 2013 Salı
  • Sual: Eşimle çok şiddetli bir kavga esnasında onu korkutmak maksadıyla “Bıraktım, bıraktım, bıraktım” sözünü kullandım. Sonra da “Artık mutlu musun, evli değiliz” dedim. Boşanmak niyeti aklımdan geçmiyordu. O anki öfkeyle söyledim. Boşanmış sayılır mıyız?
    Cevab: “Bıraktım” ve “Terkettim” sözleri kinâyedir. Bununla beraber boşama mânâsında kullanılması müteâref (gelenek) olduğundan, niyet aranmaksızın bâin talâk olur. (Nimet-i İslâm) Diğer iki söz, ayrı birer talâk değilse, birincinin teyidi bakımından söylenmişse, talâk sayılmaz. Tek talâk sayılır. Bu kimse zevcesiyle yeniden nikâh yapmadan bir araya gelemez.
    23 Nisan 2013 Salı
  • Sual: Eşler arasında on sene gibi uzun müddetli küslükler veya ayrılıklar yaşansa, nikâha bir zarar gelir mi?
    Cevab: Hayır. Ancak erkek, dört ay veya daha fazla bir zaman için zevcesine yaklaşmayacağına yemin etse, yani îlâ yapsa, bu zaman içinde de yaklaşıp yemin kefareti vermez ise, müddetin bitiminde nikâh bozulur, talâk vâki olur.
    28 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: Bir insan câhillik devrinde, yani İslâmiyetten haberi olmadığı, talâkın şartlarını bilmediği vakitlerde, zevcesine bilmeden talâk vermişse, bunun hükmü nedir?
    Cevab: Bu devirde eğer zaten Müslüman değilse, şer’î prensiplerle muhatab değildir. Müslüman olunca, önceki nikâhı devam eder. Eğer Müslüman ama şer’î mevzuları bilmekte câhil ise, câhillik burada özür değildir. Bir ameli yapan müslümanın bunun hükümlerini, en azından şartlarını bilmesi farzdır. Bilmiyorsa, bilme imkânı da yoksa, bu özür olur.
    28 Nisan 2013 Pazar
  • Sual: Fıkıh kitaplarında geçen “Evli bir kadının irtidadı sebebiyle nikâh fesh olur, fakat talâk sayısı azalmaz” sözünün mânâsı nedir?
    Cevab: Talâkta kocanın üç hakkı vardır. Her talâk verdiği zaman, üç talâk hakkından birini kullanmış olur. Ama nikâh fesholunmuşsa, talâk sayılmadığı için, bu hakların hiç biri düşmez. Nikâh fesholsa, kadın tekrar imana gelse, nikâh tazelense, üç talâk hakkına zarar vermez. Üçü de aynen kalır. Yani üç defa boşanabilir.
    19 Mayıs 2013 Pazar
  • Sual: Müslüman bir kadın Hristiyan veya Yahudi olsa, ehl-i kitap olduğu için evlilik devam eder mi?
    Cevab: Mürted ile nikâh bozulur. İster ateist olsun, ister başka bir semavî dine girsin, farketmez. Bazı âlimlere göre kadın mürted olursa, dârülislâmda tövbe edip tekrar Müslüman olmaya zorlanacağı için evlilik devam eder. Ama kocası bununla beraber olamaz.
    19 Mayıs 2013 Pazar
  • Sual: Eşine, “Sen bana bir ay anam gibisin” diyen bir kimse nasıl hareket eder?
    Cevab: Bu zıhar değildir. Hiçbir hüküm doğurmaz. Ancak yemin de etmişse, îlâ sayılır. Yemin kefareti gerekir.
    20 Haziran 2013 Perşembe
  • Sual: Kocasından haksız yere şiddet gören kadının boşanması nasıl olur?
    Cevab: Hanefî ve Şâfiî mezhebinde, kocasından şiddet gören kadın bunu mahkeme veya polise intikal ettirerek, ceza alması yoluna gider.  Buna ilâveten Mâlikî ve Hanbelî mezhebinde kocası kendisine kötü muamele yapan kadın, mahkemede iki şahidle bunu ispatlayarrak, kendisini boşayabilir. Bir bâin talâk olur.
    20 Haziran 2013 Perşembe
  • Sual: Bir kadının kocası evden ayrılsa ve bir daha kendisinden haber alınamazsa, kadın tekrar başka birisi ile evlenebilir mi?
    Cevab: Erkeğin ölümüne hükmedilmesi lâzımdır. Bu da o beldedeki emsallerinin hepsinin ölmesi; bu tesbit edilemiyorsa 90 yaşını doldurmuş olması ile tahakkuk eder. Kadın müşkil vaziyette ise Mâlikî mezhebi taklid edilir. Harb, yangın, salgın hastalık, uçak kazası gibi bir tehlikede kaybolmuşsa 1, normal bir şekilde kaybolmuşsa 4 sene geçtikten sonra, kadın mahkeme huzurunda kendisini boşar. Mahkeme yok ise, kadı olabilecek vasıflara sahip (Müslüman, erkek, duyu organları sağlam, âdil ve âlim) bir kimse huzurunda vaziyeti ispat eder; sonra kendisini boşar. Bu bir bâin talâk sayılır. Iddet bekledikten sonra, başkasıyla evlenebilir. Kocası çıkıp gelirse, kadını geri alamaz.
    21 Haziran 2013 Cuma
  • Sual: Bir erkek zevcesini boşadığını bir kâğıda veya mektuba yazsa boşanmış olur mu?
    Cevab: Bir adam tahta, sayfa, duvar gibi bir şeyin üzerine okunaklı bir şekilde zevcesini boşadığını yazarsa, zevcesini boşamaya niyet ettiği takdirde talâk gerçekleşir. Niyet etmese de gerçekleşeceğini söyleyenler de vardır. Talâk cümlesi isimsiz, adressiz olursa, yani zevcesine izafe edilmemişse, niyet etmişse talâk gerçekleşir. Su veya hava üzerine yazarsa, mutlak surette (niyet etse bile) talâk vâki olmaz. Mektup ve hitap suretiyle yazarsa, meselâ "Ey filâne! Bu mektubum sana geldiği vakit sen boşsun" derse, mektup ulaştığında kadın boş olur. Yahud "Ey filâne! Bu mektubumu okuduğun vakit sen boşsun" derse okuduğu zaman talâk olur, okumadıkça olmaz. Ancak hiç böyle bir şarta bağlamadan bir kâğıda veya tahta ya da duvara, okunalı bir şekilde “Ey fülâne! Seni boşadım” yazarsa, göndermese de talâk olur. Bunlar kazâendir. Ancak okunaklı ve adresli mektupta, erkek, “Ben bununla yazımı denemek istedim” derse, kazâen dinlenmez; ama diyâneten muteberdir, yani talâk gerçekleşmez. Erkek mektubu bir başkasına yazdırsa, talâkı ikrar olur. Bir kimse talâkı yalandan veya şakadan ikrar ederse, kazâen talâk vâki’, diyâneten vâki’ değildir. Bunu sonra kendi imzalayıp gönderse, talâk olur. (İbni Abidin)
    21 Haziran 2013 Cuma
  • Sual: Bir hoca, yemini veya talâkı anlatırken, misal verse, yemin etmiş veya talâk vermiş sayılır mı?
    Cevab: Hayır. Her ikisinde de kasıt lazımdır. Yemin veya talâkı, bir başkasına hikâye etmek, yemin veya talâk demek değildir. Şaka ile söylense bile yemin ve talâk olur, zira şakada kasıt vardır. Ama neticeyi istememektedirler. Bu, şaka ile yapılan yemin ve talâkın sıhhatine tesir etmez.
    21 Haziran 2013 Cuma
  • Sual: Nişanlı iken dinî nikâh yapılmış olsa, mehir de belirlenmemiş olsa, daha sonra nikâh bozulsa, mehre hak kazanılır mı?
    Cevab: Zifaf ve halvet olmamış, yani kız ile erkek zifaf olacak şekilde başbaşa kalmamışsa, kıza örfe uygun bir hediye verilir. Bu ise bir kat elbisedir.
    30 Ağustos 2013 Cuma
  • Sual: Nişanlım ile dinî nikâh yaptıktan bir müddet sonra yurt dışına çıktım. Bu zaman zarfında nişanlımdan hiç haber alamadım. Dönüşte nişanlımın başka bir erkek ile evlendiğini ve çocuğu olduğunu öğrendim. Bunun üzerine kendisini gereken sözleri kullanarak boşadım. Ancak bunu bilmesi gerekiyormuş. Kendisine ulaşamıyorum. Boşadığımı nasıl haber vermeliyim?
    Cevab: Talâkı kadına işittirmek lâzım değildir. Bir kadının, nikâhlı olduğu halde başka bir erkek ile nikâhlanması câiz değildir. Bu ikinci nikâh sahih olmadığı gibi, bile bile yapılırsa, imana da zarar verebilir. Boşadığını kadına muvafık biriyle işittirip, ikinci kocası ile tekrar nikâh kıymasını temine yardımcı olmalıdır. Ayrıca kadını boşayınca, eğer zifaf veya halvet olmamışsa, yarım mehr ödemek gerekir. Bu sebeple mehr karşılığı boşanmak mümkündür, buna muhâlaa denir; ancak artık geçmiştir.
    30 Ağustos 2013 Cuma
  • Sual: İki Şâfiî’nin nikâhında, nikâhın şartları Şâfiî mezhebine göre değil de, Hanefî mezhebine uygun ise, talâk hususunda da Hanefî’ye mi uyulacaktır?
    Cevab: Hanefî mezhebinin hükümleri câridir. Zira Şâfiî mezhebine göre nikâh yoktur.
    19 Eylül 2013 Perşembe
  • Sual: Damadın alkollü olduğu bir vaziyette nikâh kıyılır mı?
    Cevab: Ne söylediğini biliyorsa kıyılır. Sarhoşun nikâh ve talâkı sahihtir.
    30 Aralık 2013 Pazartesi
  • Sual: Nikâh akdi sırasında kadın erkeğe "Benden başkasını nikâhlamayacaksın" veya "Başkasını nikâhlarsan beni boşayacaksın" diye şart ileri sürebilir mi?
    Cevab: Sürebilir; ama lağv şarttır. Yani erkek buna uymak zorunda değildir. Ama “Benden başkası ile evlenirsen, ben boş düşmek şartıyla nikâhlandım” derse, erkek bir başkasıyla nikâhlandığı an, ilk hanım boş düşer.
    9 Mart 2014 Pazar
  • Sual: Erkek nikâh akdi sırasında boşama hakkından vazgeçebilir mi?
    Cevab: Hayır. Doğmamış haktan feragat mümkün değildir.
    9 Mart 2014 Pazar
  • Sual: Kızgınlık hâliyle zevcesine üç defa ''boş ol'' diyen kişi ne yapmalıdır?
    Cevab: Derhal ayrılmaları gerekir.
    28 Nisan 2014 Pazartesi
  • Sual: Sebepsiz talâk, yani kadını sebepsiz yere boşamak hukuken hüküm ifade eder mi?
    Cevab: Şer’en muteberdir; fakat sebepsiz boşamak mekruhtur.
    3 Mayıs 2014 Cumartesi
  • Sual: İslâm hukukuna göre bir çift ayrıldığında çocuk kime kalır? Âyet-i kerimede geçen ''mevlûdun lehu'', çocuğun babaya kalacağına delil midir?
    Cevab: O âyet-i kerime, nesep ve nafakanın delilidir. Eşler ayrıldığında, oğlan 7, kız 9 yaşına kadar başkasıyla evlenmemiş ve müslüman ise, annesinin yanında kalır. Hanefîlerin delili çocuğun kendi işini görecek hale geldiği 7 yaş ve Hazret-i Ebu Bekr’in, Âsım bin Ömer'in çocuğunu bu yaşa kadar annesinde tutmasını delil alır. Şâfiilerde ise bülûğ esastır ve Hazret-i Peygamber’in böyle bir çocuğu anne veya babasını seçmekte muhayyer bırakmasını delil almıştır.
    27 Mayıs 2014 Salı
  • Sual: Hâkimin, muayyen sebeplerin varlığı hâlinde evliliği feshetme salahiyeti var. Burada yanlış hüküm verirse, meselâ şahidler yalancı ise, kadın ve erkeğin vaziyeti ne olacaktır?
    Cevab: Bu hüküm diyâneten ve kazâen muteberdir. Eğer hâkim yanlış karar vermişse veya meselâ şâhidler yalancı ise, hüküm yine muteberdir; ancak bu hükme kasten sebep olanlar günahkârdır. Meselâ, yalancı şâhid ile bir kadının zevcesi olduğunu isbat eden veya zevcesini boşadığını inkâr eden erkek, zinâ etmiş olur. Kadın bakımından mesuliyet yoktur. Veya kocasında, evliliğe mâni kusur veya hastalıklar olduğunu iddia eden kadın, haksız bir hüküm elde ederse, boşanmış olmaz. Bunu bilmeden kadın ile evlenen başka bir erkek, günahkâr olmaz.
    23 Kasım 2014 Pazar
  • Sual: Talâkta şâri’in koyduğu üç kur’ (hayz) müddetinin illeti, kadının hâmile olup olmadığının belirlenmesiyse, bugün hâmileliği bilmek kolaydır. Bu şartlarda kadının muayyen müddeti bekleme gereği ortadan kalkar mı?
    Cevab: Hükmün illeti, âyet-i kerimedir. Hikmeti ise hâmilelik ve başka şeylerdir. Muayene ile hâmilelik anlaşılırsa da, iddet buna göre tayin edilemez. Zira talâk ve ölüme göre, kadının hür veya câriye olmasına göre iddet değişir ki, bu da hâmileliğin tek başına bir kriter olmadığını göstermektedir. Ayrıca bu mesele, şer’î hükümlerin, akılla değil, nakille anlaşılabileceğinin en mühim misallerindendir.
    23 Kasım 2014 Pazar
  • Sual: Dört ay sana yaklaşmayacağım diye yemin ederek îlâ yapan kimse, yemininde dursa, yani dört ay zevcesine yaklaşmasa ne lâzım gelir?
    Cevab: Dört ay dolunca bir bâin talâk olur. Erkek, zevcesini yeni bir nikâh ile alabilir. Eğer hiç zaman söylemese veya ebediyyen yaklaşmayacağım dese, dört ay sonra nikâh bâin talâk ile bozulur. Erkek yeni bir nikâhla zevcesini alabilir. Îlâ da geri döner. Yani dört ay boyunca hiç yaklaşmasa, nikâh bozulur. Nikâhın bozulmaması için çare, bu kişinin zevcesine yaklaşıp, yemin keffareti vermesidir. Diyâneten erkeğe lâzım olan da budur. Dört aydan az zaman söyleyerek yemin etse, zevcesine bu zaman içinde yaklaşsa veya yaklaşmasa, bir şey lâzım gelmez.
    20 Aralık 2014 Cumartesi
  • Sual: Görücü usulüyle severek beğendiğim hanımımda bazı problemler var. Mali vaziyetimiz iyi olduğu halde, kocasına güzel giyinmek ve süslenmekten kaçınıyor. Ev işlerinde gevşek davranıyor. Nasihat ettiğim halde, peki diyor; ama değişen bir şey yok. Üzerine fazla geldiğimi söylüyor. Şer’an nasıl hareket etmem münasiptir?
    Cevab: Evlilik bir şans işidir. Bazı şeyler kadının elinde olmayabilir. Şimdiki kadınlar arasında böylesi çoktur. Çocuğun varlığı, ayrılmanın mahzurlarını arttırır. Daha iyisini bulmak da şüphelidir. Kadınların ev işi yapması dini mecburiyettir. Ama erkeğin parası varsa, hizmetçi tutarak bu mahzuru bertaraf edebilir. Erkek, önce kendisine bakıp, halini düzeltmeli; sonra başkalarından bir şey beklemelidir. Dua etmek ve insanlardan dua istemek de faydalıdır. Kur’an-ı kerimde mealen kadınlarda hoşlanmadığınız haller görürseniz sabredin, Allah hayıra çıkarır buyuruluyor. Eğer herşeye rağmen, eliyle, diliyle kocasına eziyet eden, huysuz, namusunu korumayan, çocuklarıyla alâkadar olmayan, dinini kayırmayan serkeş bir kadınla evli kalmak, yılanla beraber olmak gibidir. O zaman ayrılmak da evlenmek kadar meşrudur.
    10 Ocak 2015 Cumartesi
  • Sual: Iddet bekleyen kadın, bir başka erkek ile evlense ve hâmile kalsa, bu çocuğun nesebi kimden sâbit olur?
    Cevab: Böyle bir evlilik fâsiddir. Eşlerin derhal ayrılmaları lâzım olur. Eğer kadın bu ikinci adamdan hamile kalmışsa, çocuk, talâktan [ölüm ıddetinde vefattan] itibaren 2 sene içinde doğurmuşsa, bu çocuğun nesebi, ilk kocasından sâbit olur. İki seneden sonra ve ikinci nikâhtan itibaren 6 ay içinde doğurmuşsa, ikinci kocadan sâbit olur. Talâk veya ölümden itibaren iki sene geçtikten sonra ve ikinci nikâhtan itibaren de altı ay içinde doğurmuş ise, iki adamdan da sâbit olmaz. Dı’ve, yani bu ikisinden biri neseb iddiasında bulunursa, o zaman çocuğun nesebi bu kişiden sabit olabilir. Bir nikâh, şahid bulunmamak gibi bir başka fesad sebebi ile fâsid olsaydı, o zaman neseb bu kişiden sabit olurdu.
    7 Şubat 2015 Cumartesi
  • Sual: Dinen ve kanunen boşanan, baba evinde yaşayan bir hanımın 3 yaşında kız çocuğu vardır. Bu hanım evlense, yeni kocası çocuğun bakımını ve terbiyesini üstlenmeye razı ise, çocuk annede kalmaya devamı edebilir mi? İlk koca, çocuğa dinî terbiye verecek vaziyette değilse, cevap değişir mi?
    Cevab: Oğlan 7, kız 9 yaşına gelince babasına verilir. Anne, başkası ile evlenirse, baba çocuğunu, her zaman alabilir. Böyle bir hakkı vardır. Anne ile anlaşıp hiç almayabilir; ama nafakası babasına aittir. İlk kocanın, dinî terbiye veremeyeceği kati ise, güzelce tatlılıkla anlaşıp, çocuğu yanına alabilir veya salih dedesi ve ninesi ile bırakabilir. Çoğu erkek çocuğu başından atmak ister. Zaten küçük çocuğa bakamaz. Ama koca ısrar ederse, çocuğunu alabilir ve kadın elde tutamaz. Anne evlenirse, baba annede kalmasını istemezse, çocuk teyzeye, anneanneye, halaya, babanneye vs verilir. Nafakası yine babada kalır. Erkekte 7, kızda 9 yaşına kadar böyledir. Sonra yanına alabilir. Almazsa, nerede kalırsa kalsın, çocuğun nafakasını yine baba verir.
    7 Şubat 2015 Cumartesi
  • Sual: Avukatlık yapıyorum. Şer’en boşandığını bilmediğimiz bir kadın boşanma talebiyle geldiğinde bunu geri mi çevirmek gerekir mi?
    Cevab: Eğer kadın evlenirken boşanma hakkını eline almışsa, açtığı davada hâkimi hakem tayin etmiş olur ve mahkemenin kararıyla da boş düşer. Böyle değilse, kadının talebi ile mahkemenin boşaması, şer’en boşanma sayılmaz. Ancak bazen kadın şer’en boşanmış olur da, resmî kaydın silinmesi için müracaat eder. Koca boşamış, ama yalan söylüyor olabilir. Mürted olmuş olabilir. Nikâh fesh olmuş olabilir. Bunun için vekil olmak, davasını takip etmek caiz olur. Araştırmak lâzım değildir. Bu niyetle davası alınabilir. Kadın, yalancı ise, vebali ona aittir.
    12 Mart 2015 Perşembe
  • Sual: Bir kişi karısına ve çocuklarına "Bundan sonra hayatınızda yokum" dese bu söz talâk getirir mi?
    Cevab: Niyete bakar. Boşama niyetiyle söylemişse, bâin talâk olur.
    30 Ağustos 2015 Pazar
  • Sual: Hanımla münakaşa ederken boşama niyeti olmaksızın "çocuğunu da al, annenin evine git!" dedim. Talâk oldu mu?
    Cevab: Hayır. Böyle kinâye sözlerde yapılan talâka bâin talâk denir. Bâin talâkta boşama niyeti aranır.
    5 Eylül 2015 Cumartesi
  • Sual: Zevceme talâk bahsini anlatırken “mesela ben sana boş ol dersem nikâh gider” dedim. Bir arkadaş bu sözle nikâhımızın bozulduğunu söyledi. Doğru mudur?
    Cevab: Talâkı hikâye etmek veya tarif etmek ile talâk olmaz. 
    5 Eylül 2015 Cumartesi
  • Sual: Kendisine büyü yapılmış biri hanımını bu büyüden dolayı boşasa geçerli olur mu?
    Cevab: Mecnun hükmündedir. Talâk vâki olmaz.
    17 Aralık 2015 Perşembe
  • Sual: Nikâh yapıp halvet ve zifaf olmadan erkek bir talâk verse, sonra erkek ıddet içinde geri dönebilir mi?
    Cevab: Halvet ve zifaf olmamışsa, bu, bâin talâk olur. Kadın ıddet beklemez. Dolayısıyla erkek tek taraflı olarak geri dönemez. Yeniden nikâh gerekir. Talâk hakkının biri gider.
    2 Ocak 2016 Cumartesi
  • Sual: Nikâh yapıp halvet ve zifaf olmadan erkek bir talâk verse, sonra bir ve sonra da bir talâk verse, tekrar nikâh yapabilirler mi?
    Cevab: Bir bağ gitmiştir. Bir daha boşarsa, böyle bir talâkta ıddet olmadığı için ikinci ve üçüncü bir talak sayılmaz. Tekrar yeni bir nikâhla evlenebilirler. Hulle gerekmez. Hulle, zifaf olmuş nikâhın bir defada veya peşpeşe yahud biri başta diğerleri ıddet içinde üç talâkla bitirilmesi hâlinde mevzu bahis olur.
    2 Ocak 2016 Cumartesi
  • Sual: Nur suresinin 6. Âyetinin meâlinde ‘zevcesine zina iftirası atıp kendisinden başka şâhidi olmayan kimse, 4 kere yemin ederse, şâhidliği kabul edilir’ diyor. Zina iftirası çok büyük bir günah olmasına rağmen nasıl yemin ile şâhidlik kabul ediliyor?
    Cevab: Zina iftirası değil, zevcesinin zina yaptığını bilen, ama dört şâhid ile ispatlayamayan koca için, nesebin reddi için getirilmiş liân müessesesi anlatılıyor. Bu da mahkeme huzurunda olur. Tercüme hatalarına dikkat. Meâllerden din öğrenilmeyeceği buradan da anlaşılmaktadır.
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Hanımımla münakaşa ederken, "Bu mevzu hakkında beni bir daha üzersen, seni boşarım" dedim. Bunu iki defa da tekrarladım. Nikâhımıza halel gelmiş midir?
    Cevab: Talâk olmaz. Zira vaaddir. Ancak münakaşa etmemeli; hele böyle sözler hiç söylememelidir.
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Bir kimse halvet ve zifaf olmadan zevcesini aynı anda 3 talâk ile boşasa, tekrar geri alabilir mi?
    Cevab: Bu üç talâkı bir defada söylerse, yani ‘Seni üç talaka boşadım’ derse, geri alamaz. Peşpeşe söylerse, yani boşadım, boşadım, boşadım derse, evet. Zira birinci söz ile boşama tahakkuk eder. Diğer ikisi muteber olmaz. Iddet beklemek de şart olmadığından bâin talâk doğar. Tekrar nikâhlanabilirler. Ama bir talâk hakkı gitmiş sayılır.
    26 Nisan 2016 Salı
  • Sual: Bir adam ecnebi tâbiyetli ikinci hanımının sınır dışı edilmemesi için ilk hanımından resmî olarak boşanıyor. Ancak dinen boşamadığını, bu boşamanın ise formaliteden ibaret olduğunu söylüyor. Bu halde evlilik devam eder mi?
    Cevab: Gerek bu sebeple ve gerek başka malî menfaatler sebebiyle zevcesinden resmî olarak boşanma çeşitli olur. Erkek, şer’en boşanmaya delâlet eden bir söz söylemeyip, mahkemeye dâvâ açarsa, hâkim de boşanma kararı verirse, bir ric’î talâk olur. Erkek, hâkimi vekil etmiş demektir. Dilerse iddet içinde önceki nikâha ric’at eder, döner. Bir talâk hakkı gider. Davayı kadın açmış ve erkek kabule dair bir beyanda bulunmaksızın hâkim boşanma kararı vermiş ise, şer’en boşanma tahakkuk etmez. Erkek ve kadın boşanma anlaşmasını imzalayarak anlaşmalı boşanmış iseler, bir ric’î talâk olur.
    10 Haziran 2016 Cuma
  • Sual: Nişanlısıyla dinî nikâh yapıp, zifaf olmadan münakaşa ederek üç defa boş ol dese, ne lâzım gelir?
    Cevab: Zifaf olmamışsa ve talâk sözleri peş peşe söylenmişse, birinci söz ile talâk olur; ikinci ve üçüncü sözler muteber olmaz. Zira birinci talâk ile evlilik bağı çözülür. Zifaf olmadığı için iddet yoktur. Bir bâin talâk olur. Diğerleri zevcesi olmayan adına söylenmiş sözler sayılır. Dolayısıyla tekrar nikâh kıyabilmeleri için hulleye lüzum yoktur. Zifaf olmuşsa, her biri muteberdir ve hulle yapmadan, yani kadın bir başka erkekle evlenip zifaf olup evlilik sona erip iddetini bitirmedikçe, önceki kocasıyla tekrar evlenemez. Ancak zifaf olmadığı halde bir defada üç talâk vermişse, mesela ‘Benden üç defa boş ol!’ demişse, hülle olmadan tekrar evlenemezler.
    10 Haziran 2016 Cuma
  • Sual: Kocasını aldatan kadını boşayan koca mehri verir mi?
    Cevab: Verir. Zina mehr alacağını düşürmez.
    12 Haziran 2016 Pazar
  • Sual: Bir kadın evlenirken, boşanma hakkı almasa ve evliliği esnasında eşi ihtiyaçlarını görmese bu kadın boşanabilir mi?
    Cevab: Koca iktidarsız ise, şer’î hâkim bir sene mühlet verir; düzelmezse aralarını ayırır. Akıl hastalığı ve benzeri hastalıklar da böyledir. Nafaka vermemek boşanma sebebi değildir. Koca nafakaya zorlanır. Diğer üç mezhepte nafakadan acz varsa, zevcenin talebi üzerine kadı aralarını ayırır. Kötü muamele ve mefkudluk (kaybolma) hâli de böyledir.
    29 Haziran 2016 Çarşamba
  • Sual: Nişanlanıp, nikâh da kıyılsa, ancak düğün daha olmasa, kızın ailesi, takı ve damadın tayini hususunda problem çıkarsa ve kıza istemiyorsan çekinme, vazgeç dese, caiz midir?
    Cevab: Nikâhtan sonra evin reisi erkektir; kızın ailesi karışamaz. Ancak erkek, kızı, nikâhlandığı şehrin dışına götürmesi fukaha arasında ihtilaflıdır. Ancak bu da kadına boşanma hakkı vermez.
    28 Ağustos 2016 Pazar
  • Sual:

    Kocası tarafından aldatılan kadın, boşanmak için mahkemeye başvurabilir mi?

    Cevab: Hayır. Zinâ veya başka bir günahı işlemek, boşanma sebebi değildir. Mâlikî mezhebinde, şartları varsa, mahkemeye müracaat ederek geçimsizlik sebebiyle tefrik isteyebilir. Sâlih bir erkek veya kadın için, fâsık ile evlenmek dinen mahzurludur.
    7 Aralık 2016 Çarşamba
  • Sual: Hanefi mezhebinde hayz görme halinde olan bir hanıma talâk verilirse, iddet ne zaman başlar?
    Cevab: Hayz hâlinde zevcesini boşamak haramdır; ama sahihtir. Zevcesini boşamak isteyen hayz görüp temizlendikten sonra hiç el sürmeden bir ric’î talâk ile boşamalıdır. İddet, Hanefî’de sonraki hayzdan başlar ve üçüncü hayz bitince sona erer. (Şâfiî’de, üç temizlik geçince iddet biter; içinde talâk verilen temizlik iddetten sayılır, üçüncü temizlik bitip hayz görmeye başlayınca iddet de biter.) Hayz içinde talâk verilmişse, bu hayz, iddet için sayılmaz.
    7 Aralık 2016 Çarşamba
  • Sual: Şâfiî mezhebine göre, zifaftan sonra, eşlerden biri mürted olursa, sonra iddet içinde tevbe ederse, yeni nikâha lüzum var mıdır?
    Cevab:  Vardır. İrtidad ile nikâh bozulur.
    29 Ocak 2017 Pazar
  • Sual: Bir kadın kocasından boşansa, 3 ay iddet beklese, 3 aydan sonra tekrar evlense, ikinci evliliğinin ilk 6 ayında bir çocuk dünyaya getirse, bu çocuğun nesebi kime bağlanır?
    Cevab: 6 aydan sonra dünyaya gelmişse, yeni kocaya bağlanır. İddet içinde hayız görmüş olması lazım. Görmediyse, iddet olmamıştır. Zira kadının iddeti, boşandıktan sonra, üç defa hayız görüp temizlenmesidir. Böyle olunca zaten hamile değil demektir. Çünki hayız, hamile olmadığının alametidir.
    12 Haziran 2017 Pazartesi
  • Sual: Kocam, benim ikazlarıma rağmen, müstehcen film seyrediyor; yabancı hanımlarla görüşüp mesajlaşıyor. Bu beni çok üzdü. Kadınlık haysiyetim zedelendi. Bu sebeple ayrılmak isityorum. Ne yapmalıyım?
    Cevab: Kocanızın hali, bir müslümana yakışan bir yaşantı değildir.  Şimdi pek çok kimse bu hallerden muzdariptir. Ancak bir kadın kocasının halinden mesul değildir Onun işlediği günahları bir kere ikaz eder; ondan sonra susar. Günah işlemek boşanma sebebi değildir. Dua ve sabır ile başı kötü şeyler zamana bırakılırsa, Allah, şerleri hayra tebdil eder. Küçük günahlar, arkasında yapılan bir iyilik ile affolunur. Büyük günahlar tövbe ile affolunur. Gençlikte bazı hatalar olabilir. Kalem gibi insan bulamazsınız. Erkekler, öğretmen gibi kadınlardan hoşlanmaz; kadın, kocasını öğretmenlik yapmaya kalkışırsa, kocası inatlaşır. Namaz kılan itikadı düzgün bir koca bu zamanda bulunmaz nimettir. En kötü koca, dindar bir hanım için bu zamanda kocasızlıktan daha iyidir.
    14 Ağustos 2017 Pazartesi
  • Sual: Bir kimse, falan şahısla görüşmediğime ve bundan sonrada görüşmeyeceğime dair üç talakım üzerine yemin ederim dese, ne lazım gelir?
    Cevab: Görüşür ise, zevcesi 3 talâkla boş düşer. Nikâhı ta’lik ile yemin aynı hükümdedir. Bu vaziyetten kurtulmak için, her defasında dememiş ise; zevcesini bir talâk ile boşar; iddeti bitince o işi işler, yani o kişiyle görüşür. Sonra tekrar nikâh yapılır. O işi tekrar yapınca artık nikâha zararı olmaz. Ama bir talâk hakkı gitmiş olur. Maziye dönük olan yemin lagvdir; boştur. Yalan ise de nikâha tesiri olmaz.
    23 Kasım 2017 Perşembe
  • Sual: Zevcesine 3 defa boş ol diyen bir adam darülharbde yaşıyor ve bunun hükmünü bilmiyorsa, yine de zevcesi talak-ı bâin ile boş düşer mi?
    Cevab: Darülharbde olmak, öğrenememek günahını mazur gösterir; ama işlerin sıhhatine tesir etmez. Zaruriyattan olan şeyleri öğrenmek lazımdır; evlenen kişi, evlilik ahkâmını öğrenmek mecburiyetindedir. Öğrenmemek mazeret değildir. Öğrenememişse, günahtan belki kurtulur; ama nikâhı gider. Zira zevcesine ciddi olarak veya şakayla boş ol diyen, karısından dinen ayrılmış olur. Bunu 3 kere bunu söylemişse, tamamen ayrılırlar ve bir daha evlenemezler.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Hanefi mezhebinde olan evlilerin, mahkeme tarafından Şâfiî mezhebine göre boşanabilmesi için, nikâhlarının Şâfiî mezhebine göre olması gerekir mi?
    Cevab: Mahkeme tarafların hangi mezhebe göre evlendiğine bakmaz. Kadı'nın mezhebine göre hüküm verir. Zira kadı'nın hükmü hilafı ortadan kaldırır. Taraflar hangi mezhebe göre evlenmiş olursa olsun, kadı tefrika karar verince ayrılırlar, bir bâin talâk meydana gelir.
    1 Şubat 2018 Perşembe
  • Sual: Karısının aldattığından şüphelenen bir müslüman nasıl hareket eder? Emin olursa öldürmesi caiz olur mu?
    Cevab: Şüpheye itibar edilmez. Eğer kati ise ayrılır; öldürmesi caiz değildir. İşittiğiniz hadis-i şerifteki hâlin tatbiki için, dârülislâmda ikisini zina halinde yakalaması, ikaz ettiği halde vazgeçmemeleri ve iki şahidin hazır bulunması lazımdır.
  • Sual: Kocası evlendiğinden beri kendisini aldatan; ancak ailesinin de hakkını yerine getiren iki çocuklu bir hanımın boşanma vaziyeti nedir?
    Cevab: Zina bir günahtır; ama Koca, zevcesinin ve çocuklarının hakkının hukukunu yerine getiriyorsa, tek başına şer’î hukukta boşanma sebebi değildir. Tevbe etmesi için dua etmelidir. İnşallah pişman olur. Evliliği yıkmak kolaydır; fakat ondan sonrası kolay değildir. Kadın için de, çocuklar için de sıkıntılı olur. Sabretmelidir. Buna rağmen evlilik sürdürülemez gibi gözüküyorsa, o zaman anlaşarak boşanmak tercih edilir.
    26 Temmuz 2018 Perşembe
  • Sual: Boşanan kadın evden hangi şartlarda çıkar?
    Cevab: Boşanmış kadın iddeti içinde mecbur kalmadıkça gece ve gündüz evden çıkmaz. Yangın, zelzele,  hastalık müstesnadır. Ölüm iddeti bekleyen kadın ise, gündüz çıkabilir; gece mecbur olmadıkça çıkmaz. 
    9 Mart 2019 Cumartesi
  • Sual: Bir kadın nişanlı iken, babasından habersiz nişanlısı ile nikâhlansa, defalarca sahih halvet olsa, ama zifaf olmasa, sonra ayrılsalar, kız, 3. âdeti bitmeden evlense, muteber midir?
    Cevab: 3. defa hayız görüp temizlendikten sonra başkasıyla evlenebilir. Eğer böyle olmadıysa, ikinci nikâh fâsiddir. Tevbe edip nikâh tazelemeleri gerekir.
    14 Nisan 2019 Pazar
  • Sual: Nişanlımla dinî nikâhımız vardı. Talâk hakkını bana verdi. Bir müddet sonra anlaşamadık ayrıldık. Başkasıyla evlendim. İlk nikâhımın bitip bitmediğinden şüphe ediyorum. Ne dersiniz?
    Cevab: Kadına ‘Kendini boşa’ diye talâk hakkı verilmişse, o mecliste kullanması lazımdır; başka bir mevzu konuştuktan sonra veya  o meclisten ayrılınca hak düşer. Ama ‘Dilediğin zaman kendini boşa’ denmişse, her dilediği zaman bu hakkını kullanabilir. Önceki nikâhın devam ettiği anlaşılıyor. Kendisiyle konuşup, talâk vermesini temin etmelidir. Sonra iddet bekleyip, şimdiki kocanızla yeniden nikâh kıyarsınız. Bu takdirde çocuğunuz da gayrı meşru olmaktan çıkar; sahih nesebli hâle gelir. Nişanlı iken nikâh kıymanın mahzurlarını buradan anlamalıdır.
    14 Nisan 2019 Pazar
  • Sual: Bir kadın eşine şalvar giy dese, o da git şalvarlıyla evlen dese, talâk olur mu?
    Cevab: Talâk olmaz ise de kadın kocasını böyle emr-i maruf yapamaz. Üstelik şalvar giymek dinin emri değildir. Şer’î sınırları içinde kalmak üzere kadın ve erkek zamanın örfüne göre giyinmelidir. Bugün için bol pantolon ve ceket; kadın için manto ve başörtü İslâmî bir kıyafettir. Kocanıza karışmayınız, kendinize bakınız.
    7 Mayıs 2019 Salı
  • Sual: “Boşanmış bir kadını, hulle için başkasının alması tahrimen mekruhtur” sözünün manası nedir?
    Cevab: Sırf bu niyetle nikâhlamak mekruhtur.
    25 Mayıs 2019 Cumartesi
  • Sual: Nişanlı iken dinî nikâh yapılsa, halvet olduktan sonra, ama zifafa girmeden evvel erkek zevcesine üç defa boş ol dese, sonra pişman olup geri dönse, şimdi çocukları olsa ne lâzım gelir?
    Cevab: Zifaf olmayınca, ilk boş ol sözüyle talâk olur, 2 ve 3. talak sahih olmaz. Tekrar evlenebilir. Ama zifaf olunca, kadın iddet beklemeye başlar. 2 ve 3. talâk da sahihtir. Tekrar evlenmesi için hülle lâzım gelir. Halvet her ne kadar mehrin mikdarını tayinde nazara alınırsa da, bazı âlimler bunu iddet ve hülle için kâfi görmez.
    30 Mayıs 2019 Perşembe
  • Sual: Bir kadın kendi babasına șehvetle dokunsa, kadının kocasıyla nikâhı gider mi?
    Cevab: Olacak bir şey değil ama, teorik olarak bir kadın, babasına şehvetle dokunursa, hürmet-i musahare olacağı için, anne ve babasının nikâhı bozulur.
    8 Haziran 2019 Cumartesi
  • Sual: 3 talâkla boşanan çiftler yeniden evlenirse had cezası verilir mi?
    Cevab: Şüphe olduğu için zina haddi yoktur. Ta’zir verilir. Hemen ayrılıp tövbe ederler.
    15 Haziran 2019 Cumartesi
  • Sual: Boşanmak isteyen veya evi terkeden kadına mehir verilir mi?
    Cevab: Mehir ile boşanmanın hiç alakası yoktur. Mehre, nikâh ile hak kazanılır. Müeccel mehir, ölüm ve boşanma hâlinde kadına verilir. Kadın suçlu bile olsa, mehir hakkıdır.
    30 Temmuz 2019 Salı
  • Sual: Buluğa ermiş fakat hiç hayız görmeyen kadın boşanacak olsa iddeti nasıldır?
    Cevab: Buluğa ermek hayız görmek ile olur. Bir kadın hayız görerek buluğa erer. Buluga erdikten sonra hiç hayız görmezse Hanefî mezhebinde 55 yaşında, Mâlikî mezhebinde 9 ay sonra iddeti biter. Bu çok uzun olduğu için Hanefi alimleri Maliki'ye göre fetva vermişler
    14 Eylül 2019 Cumartesi
  • Sual: Hanefî karı-koca, boşanma tehlikesine düşmemek için, talâk hususunda başka bir mezhebe uyacaklarına dair anlaşsa, kendi mezheplerinde nikâhı bozmayan, ancak bu mezhebde bozan bir hal ile karşılaşsa ne lazım gelir?
    Cevab: Böyle bir anlaşmanın hükmü yoktur. Nikâh hangi mezhebe göre kıyılmışsa, talâk da o mezhebe göre hüküm ifade eder.
    14 Eylül 2019 Cumartesi
  • Sual: Ayrıldığım hanımın küçük kızımı mahkeme kararı olmasına rağmen göstermiyor. Bunun dindeki yeri nedir?
    Cevab: Ayrılmalarda küçük çocuk, evlenmemişse ve babanın bulunduğu şehirde yaşıyorsa annede kalır. Annenin çocukla aynı dinden olması da lazımdır. Baba nafakayı verir. Dilediği zaman çocuğu görür. Oğlan 7, kız 9 yaşında babaya verilir. Bu sefer anne dilediği zaman görür. Bunun hilâfına hareket etmek günahtır. Dinini bilen insan kanuna uyar, suç işlemez; dine uyar, günah işlemez. Kanun böyle deyip dinin emrini ötelemenin imana zararı vardır.
    14 Eylül 2019 Cumartesi
  • Sual: Bir erkek zevcesini üç talakla boşasa, sonra da evi terk etse, kadın başkasıyla evlenebilir mi?
    Cevab: Erkek ikrar etmiş veya iki şahit işitmişse, evlenebilir. Değilse, kadının boşanmış olduğu ve iddetini de bitirdiğine dair beyanı kâfidir.
    15 Şubat 2020 Cumartesi
  • Sual: Elfaz-ı küfr sebebiyle imanı giden bir kimsenin nikâhı bozulur mu?
    Cevab: Elfâz-ı küfr ile insanların küfrüne hükmedilmez, binaen aleyh nikâhı bozulmaz. Zevcesinden vekâlet alıp, nikâh tazelemesi iyi olur. İki taraftan biri mürted olunca, nikâh bozulur. Yeni bir nikâh lazımdır. Şâfiî’de, iddet içinde Tevbe ederse, nikâh geri gelir.
    22 Şubat 2020 Cumartesi
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
  • TR
  • EN
© 2019
  • Anasayfa
  • Biyografi
  • Kitaplar
  • Makaleler
    • - Aktüel
    • - Akademik
    • - English
    • - Arabic
    • - Diğer Diller
  • Programlar
    • - Televizyon
    • - Radyo
    • - Youtube
  • Yazışmalar
    • - Tüm Sualler
    • - Sual Başlıkları
    • - Sual Gönder