“HAYAT KÖŞKÜM HARAB OLDU!”
SULTAN III. MURAD

Osmanlı İmparatorluğu onun zamanında en geniş sınırlara ulaşmıştır. Sultan III. Murad devri Osmanlı tarihinin belki de en parlak devridir. Ama zirveden iniş de bu zamanda başlamıştır.
2 Ocak 2023 Pazartesi
2.01.2023

 

Sultan III. Murad, Osmanlı sultanlarının 12.si ve İslâm halifelerinin 77.sidir. Sultan II. Selim ile Nurbanu Sultan’ın oğludur. Babasının valiliği sırasında Manisa’da doğdu.

Babası Karaman valisi olunca, dedesi Kanuni Sultan Süleyman, onu Akşehir valisi yaptı. Dedesi ölüp babası padişah olunca, Manisa valisi oldu. Hocası meşhur âlim ve tarihçi Sadeddin Efendi tarafından yetiştirildi.

İstanbul’daki Venedik sefiri Jacopo Ragazzoni’nin 1571 tarihli raporuna göre Şehzade Murad kabiliyetli, iyi yetiştirilmiş, dinine son derece bağlı, babası ve diğer ileri gelenler tarafından çok sevilen bir şehzadeydi. 1574’te 29 yaşında tahta çıktı.

Sultan III. Murad'ın cülusu - Şehinşahname
Sultan III. Murad'ın cülusu - Şehinşahname

Tarihten silinen Portekiz

İlk zamanlar idareyi eniştesi veziriazam Sokullu Mehmed Paşa’nın elinde bıraktı. Bu devrin dünya siyasetine de tesir eden en mühim hadisesi Portekizlilere karşı Vâdiyü’s-Seyl zaferidir. Osmanlılar, öteden beri Hind Okyanusu’nda bunlarla rekabet halindeydi. Portekiz’in Fas’a müdahalesini ve Fas Sultanı’nın yardım talebini fırsat bildi.

Cezayir Valisi Ramazan Paşa, 1578’de, 20 bin kişilik ordusuyla, 80 bin kişilik Portekiz ordusunu mağlup etti. Tarihin en büyük imha muharebelerinden biri olan bu muharebede, 20 bin Portekiz askeri öldü; geri kalanı esir edildi veya yaralı olarak kaçtı.

Fas, böylece Osmanlı siyasi himayesine girdi. Ama bu bir fetih değildi. Çünki Fas müslüman bir memleketti. Fas sultanı, yurdunda büyük bir ıslahata girişti ve bunda Osmanlı sistemini numune aldı. Osmanlılar Çad içlerine kadar inerek Bornu Sultanlığı'nı da siyasi himaye altına aldılar.

Bu mağlubiyet üzerine İspanyollar, Portekiz’i işgal etti. Portekiz, tarih sahnesinden silindi. Bu ise, İngiltere’ye ticaret yolunu açtı. Osmanlı hükümeti, ezeli düşman İspanya’ya karşı Portekiz milliyetçilerini desteklemeyi uygun gördü. Portekiz, 60 senelik İspanya işgalinden sonra tekrar tarih sahnesine çıktı.

Topkapı Sarayı'nda Sultan III. Murad'ın yaptırdığı Has Oda
Topkapı Sarayı'nda Sultan III. Murad'ın yaptırdığı Has Oda

Çok pardon

Venedik ile münasebetler uzun zamandan beri iyi idi. Padişah’ın zevcesi Safiye Haseki, Venedik’in büyük ailelerinden Baffa’lara mensuptu. Esir alınmış; Müslüman olarak sarayda yetiştirilmişti.

Vefat eden Cezayir valisinin ailesini ve servetini İstanbul’a getiren gemi, Venedikli korsanlarca zaptedildi; içindekiler feci şekilde öldürüldü. Korsanlar tek bir şahit bile bırakmamıştı; ama İstanbul hâdiseyi bütün tafsilatıyla öğrendi ve Venedik’i şiddetle tehdit etti.

Telaşa kapılıp özür dileyen Venedik, suçluları hemen buldu ve Osmanlı elçisinin gözü önünde idam ettirdi. Bütün zararı da tazmin etti. Böylece belki de Venedik’e Girit’i kaybettirecek bir harbin önüne geçilmiş oldu.

Meşaleler Harbi

1577’de o zamanlar Rusya’dan bile daha ehemmiyetli bir krallık olan Polonya ve Litvanya, Osmanlı himayesine girdi. Böylece Osmanlı hâkimiyeti, Baltık Denizi’ne kadar uzandı.

Tâbi devletler, İstanbul’a vergi verir; hükümdarın tahta geçişi, İstanbul tarafından tasdik edilir; dış siyasette de İstanbul’un talimatlarına uyardı. Zamanının büyük devletlerinden olan Fas ve Lehistan’ın yarım asır kadar Osmanlı hâkimiyetine girmesi, Osmanlıların haşmetini gösterir.

Aynı sene, Osmanlı ordusu, İran tarafından tazyik edilen Gürcistan üzerine yürüdü. Özdemiroğlu Osman Paşa, 1583’te Şirvan ve Dağıstan arasında İran ordusunu yendi.

Gece meşale ışığında cereyan ettiği için bu harbe Meşaleler Harbi denir. Gürcistan, Kafkasya ve Dağıstan Osmanlı himayesine girdi. Hazar Denizi’nde tersane kuruldu. Padişah, Osman Paşa’yı sarayda kabul edip çok iltifat etti.

Sultan III. Murad
Sultan III. Murad

Nüfuz fırsatı

İran harbleri Osmanlı maliyesini çok zorlamıştı. Askere verilen maaşın satın alma değeri düştü. Bunun üzerine yeniçeriler 1589’da ayaklanarak, tarihte ilk defa olarak Saray’ı bastılar. İsyan bastırıldı ama, yeniçeri ocağı, bu vesileyle devlet idaresine nüfuz etmeye başladı.

Türk tarihinin en ihtişamlı düğünü sayılan Şehzade Mehmed’in 1582’deki sünnet düğününde hüner gösteren bir artist grubu, rivayet odur ki, mükâfat olarak yeniçeri ocağına yazılmak istediler. Padişah da bu teklifi kabul etti. Böylece yeniçeri ocağının en esaslı maddelerinden biri bu sebeple bozuldu. Tarihçiler bunu bir hata olarak kaydeder. Ama ocak zaten öteden beri tehlikeli bir hal almıştı.

Türklere niçin teşekkür etmeli?

Bu devirde İngilizlerle ticari münasebetler başladı ve Londra, İstanbul’a ilk daimi elçisini gönderdi. William Harborne, İspanyol Armadası’na karşı Osmanlı Donanması’ndan yardım alabilmek için Sultan III. Murad'a adeta yalvardı.

Kraliçe I. Elizabeth, Sultan III. Murad’a, Osmanlı devlet adamlarına, hatta Padişah’ın zevcesi Safiye Sultan’a dostane mektuplar yazıp, hediyeler gönderdi.

Kraliçe, Padişah’a yazdığı mektupta, putperest dediği Katolikler gibi heykellere tapınmadıklarını söylüyordu. İspanyol Armadası’nın üzerine, masrafları İngiltere tarafından karşılanmak şartıyla, hiç değilse 60-70 kadırga gönderilmesini istiyordu.

Padişah, Kraliçe’ye gönderdiği mektupta, “Eskiden Osmanlı padişahları ile dostluk edenler nasıl himaye edilmişlerse, İngiltere Kraliçesi'ne de o şekilde muamele edilecektir” dedi.

1587’de Osmanlı Donanması’nın Akdeniz'deki ilkbahar manevraları sayesinde, İspanyol armadası ikiye bölündü. Bu sayede İngilizler, İspanyolları yenebildi. İspanya, bir daha eski gücünü ve pozisyonunu kazanamadı.

İngiltere, hatta Fransa ve Hollanda varlığını bu hâdiseye borçludur. Nitekim birkaç sene evvel The Guardian gazetesi bundan “Türklere Niçin Teşekkür Etmeliyiz” başlıklı haberiyle bahsetmiştir.

Türk Çanı

Almanya’nın Hırvatistan sınırındaki umumi valisi Nadasdy’nin çıkardığı huzursuzluk sebebiyle Bosna valisi 1592’de Almanya sınırını geçti ve Nadasdy’yi mağlup etti.

İmparator II. Rudolf bundan çok ürktü. Bir asırdır devam eden Türk çanı âdetini Avusturya'ya da teşmil etti ve bu âdet asırlarca sürdü. Buna göre imparatorluğun bütün kiliselerinde günde üç defa sabah, öğle ve akşam Türk çanı çalarak, Hristiyanları Türklere karşı duaya çağıracaktı.

İş büyüdü. İki ülke arasında harb çıktı. Muharebeler uzadı. Osmanlı kumandanının hataları sebebiyle çok zayiat verildi. Bunu fırsat bilen, Erdel, Eflak ve Boğdan voyvodaları isyan etti. Tam bu esnada 1595’te Sultan Murad vefat etti.

Sultan III. Murad'ın türbesi
Sultan III. Murad'ın türbesi

Hayat köşkü

Padişah, vefatından evvel sahildeki köşke inip Boğaz’daki gemileri seyretmiş; iki Mısır kadırgasının selam top atışı sebebiyle köşkün camları kırılmıştı.

Padişah, “Eskiden bütün donanma top atsa, cam kırılmazdı. Görüyorum ki, hayat köşküm harap olmuş” diyerek bunu ölümüne bir işaret saymıştı.

Ertesi gece vefat etti. Ayasofya Câmii yanındaki türbeye gömüldü. 49 yaşındaydı. Prostat illetinden muzdaripti. Ama 4 gün süren soğuk algınlığı üzerine ölümü çok ani olmuştur.