“LONDRA KÖPRÜSÜ YIKILDI”

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in ölümü bu şifre ile duyuruldu. Asırlara direnen İngiliz monarşisinin asırlık sembolü tarih oldu...
12 Eylül 2022 Pazartesi
12.09.2022

Mısır Meliki Faruk’un, “Bir zaman gelir, dünyada beş kral kalır. Dördü iskambil kâğıtlarında; diğeri İngiltere’de!” dediği rivayet edilir. Dünyadaki monarşilerin, ezcümle Osmanlı saltanatının yıkılmasına sessiz kalan, hatta perde arkasından destekleyen İngiltere, kendi monarşisini gözü gibi muhafaza etmektedir.

Bu hâliyle, monarşi müessesesinin hiç de bazılarının propaganda ettiği gibi olmadığının, demokrasi ile monarşinin pekâlâ bir arada uyum içinde yürüyebileceğinin misalidir. En eski demokrasiye sahip İngiltere’de hükümdar bugün sembolik bir mevkidedir. Mahkemelerden senfoni orkestrasına, hükûmetten donanma gemilerine kadar herkes hükümdar adına çalışır. İngiltere, İskoçya, Galler, Kuzey İrlanda; Man ve Kanal Adaları, Birleşik Krallığı meydana getirir. Her birinin ayrı dili, ırkı, parlamentosu ve bayrağı vardır.

Tek millet tek bayrak prensibinin cari olmadığı ülkede hükümdar hem ülkenin birliğini temin eder, hem de siyasi krizlerde anahtar rolü oynar. İrlanda, Galler ve İskoçya’nın hâlâ Birleşik Krallık’ta olmasının en mühim sebebi monarşinin birleştirici gücü olmuştur. Millî marşlarının son cümlesi şöyledir: “Tanrı, Kraliçe'yi korusun!”

Birleşik Krallık’tan ve Cebelitarık gibi denizaşırı müstemlekelerinden başka, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda’nın da içlerinde bulunduğu 15 ülke, devlet reisi olarak Kraliçe’yi kabul ederdi. İkinci Cihan Harbi’nden sonra bağımsızlığını kazanan İngiliz sömürgeleri, Commonwealth adıyla bir birlik kurmuşlardır. Başında da Kraliçe bulunurdu.

Queen Elizabeth

Yeni devir

Kraliçe Elizabeth, Kral V. George’un ikinci oğlu York Dükü Albert’in kızı olarak 1926’da Londra’da sıradan bir evde dünyaya geldi. Amcası Kral VIII. Edward’ın aşkı yüzünden 1936’da tahttan feragati üzerine babası kral olunca, tahtın vârisi mevkiine geldi. Evde tahsil gördü. Fransızca’dan başka anayasa ve tarih öğrendi.

Eski İngiliz müstemlekelerine yaptığı uzun bir seyahat esnasında, babası öldü ve 26 yaşında iken tahta geçti (1952). Ertesi sene yapılan taç giyme merasimi dünyada ilk defa televizyonda naklen neşredildi.

II. Cihan Harbi’nden sonra dünyada yeni bir devir açılmıştı. Büyük Britanya dağılıyor; müstemlekelerini birer ikişer kaybediyordu. Dünyanın süper gücü unvanını Amerika’ya kaptırmıştı.

Genç Kraliçe, popülaritesiyle harbden bezmiş halkın siyah-beyaz hayatına renk ve canlılık getirdi. Saygı ve protokolün önde geldiği bir devrin mensubuydu. Ama bir iki istisna haricinde yeniliklere ayak uydurdu. Kültür değişirken, Kraliyet ailesi aynı kalamazdı.

Elizabeth II

Halktan biri

Ancak herkes kendisine sempati ile bakmıyordu. 1957’de aristokrat bir aileden gelen bir politikacı, o zamana kadar benzerine rastlanmamış bir şekilde, Kraliçe’ye alenen hakaret etti.

Bunun üzerine Kraliçe, fevkalade bir manevra ile, hem daha az resmî ve daha sıradan bir aile manzarası vererek, hem de dağılan eski İngiltere müstemlekelerini bir arada tutmaya çalışarak monarşinin itibarını arttırmaya, sık sık seyahatlere çıkarak İngiliz dış politikasına hizmet etmeye çalıştı.

1969’da televizyonda neşredilen Kraliyet Ailesi isimli dokümanter film, Kraliçe’yi hem işbaşında davetlilerle, ecnebi sefirlerle görüşürken, hem de evinin bahçesinde sıradan bir İngiliz ailesi gibi çocuk gezdirirken, mangal yaparken gösteriyordu. Bazıları bunun ailenin esrarlı imajını bozduğu için tenkit etse de, monarşiye menfi bakışları sildi.

elizabeth

Monarşi gemisi

Kraliçe’nin tahta geçişinin 25. Gümüş, 50. Altın ve 60. Elmas Jübilesinde halk Kraliçe’ye büyük bir alaka ve tezahürat gösterdi. Avustralya ziyaretinde Kraliçe’yi görebilmek için halkın dörtte üçünün sokaklara döküldüğü biliniyor.

Monarşi ile halk arasındaki münasebetler ne kadar girift olursa olsun, halkın Kraliçe’ye desteğinin güçlü olduğu açıktı. Çokları için Kraliçe, tahta çıkmasından bu yana tanınmayacak şekilde değişen İngiltere’de hep sabit kalan ve güven veren bir figürdü.

70 yıllık saltanatı müddetince çok dünya lideri gördü. Çok politikacı ile çalıştı. Çok hâdiseyle karşılaştı. Çok krizler atlattı. Bu uzun saltanatında eşi Prens Philip’in de desteği ile monarşinin parlak gemisini XXI. asrın sularında emniyetle yüzdürmeye muvaffak oldu. Eski hükümdar tipinin yeni devirdeki son mümessillerindendi.

jublee

15 başbakan eskitti

İngiltere’de hükümdar saltanat sürer, ama hükûmet etmez. Kâğıt üzerinde geniş salahiyetleri olmasına rağmen, gerek tarihî sebeplerle, gerekse tacın demokrasiye hürmeti dolayısıyla hükümdar bunları kullanmaz. Mesela kanunları veto salahiyeti 1708’ten beri vuku bulmamıştır.

Ülkesinde gündelik politikanın içinde değildir ama, hükûmetle koordinasyon içinde hizmet eder. Hükûmet işlerine karışmaz, siyasi mevzularda beyanat vermez. Yurt dışı seyahatlerini bile hükûmet tespit eder. Her salı başbakanı kabul eder, onunla gayet serbestçe konuşur, fikirlerini açıkça söyler, o kadar. Mesela Irak harekatına karşı olduğunu ve İngiliz askerinin Afganistan’da kalışının uzamasından rahatsızlığını Tony Blair’e açıkça dile getirmiştir.

Kraliçe, saltanatı boyunca 15 başbakanla çalıştı. Hepsiyle iyi münasebetler kurdu. Kapitalist ve sınıf ayrımına dayanan bir ülkede, aristokrasinin başı olduğu hâlde, işçi sınıfı ve burjuvalarla hep iyi geçindi. İçeride halkın, dışarıda ise insan hakları ve demokrasinin müdafii rolünü üstlendi.

Zekâsı, metaneti ve mazbut yaşantısı ile ideal hükümdar rolünü gayet iyi oynadı. Bilgi çağında, çok uluslu ve kültürlü bir ülkede istikrar sembolü oldu. Kendisiyle çalışmış başbakanlar, ülkeye adanmış sadakatine, dünya meseleleri hakkındaki bilgi ve bilgeliğine dikkat çekmektedir.

Elizabeth ve Churchill

Evlat işte...

Kraliçe, 1947’de akrabası Yunan ve Danimarka Prensi Philip ile bir aşk evliliği yaptı. İkisi, 70 yılı geçen evlilik hayatı boyunca mutlu ve uyumlu bir hayat yaşadılar. 1948’de Charles, 1950’de Anne, 1960’ta Andrew ve 1964’te Edward dünyaya geldi.

Ne çare ki en küçüğü hariç çocukları mutsuz evlilikler yaptı. Bazısının ismi skandallara karıştı, magazinin diline düştü. Çoğu mübalağalı bu haberlerin hasıl ettiği menfi havayı silmekle Kraliçe çok uğraştı.

Geçen senelerde vefat eden kız kardeşi Margareth’in umutsuz aşkı, mutsuz evliliği ve buna bağlı dengesiz hareketleri yıllarca magazin sayfalarını işgal etti. Ardından Galler Prensesi Diana’nın çalkantılı, mutsuz ve umutsuz hayatı, ailenin imajını oldukça zedeledi. Kraliçe, bunları da aşmaya çalıştı. Buna rağmen basının alakası bir yana, bilhassa politika, kilise ve ordu müesseselerindeki itibarı çoktur.

royal family

Değişen hanedan

5 tane kadın İngiliz hükümdarı vardır. II. Elizabeth bunların sonuncusu idi. Kadın hükümdar olunca, hanedan da değişebilir. İngiltere’de Büyük Alfred’den (871-899) beri, Wessex (Sakson), Danimarka, Normandiya (Fransız), Anjou (Fransız), Tudor (Galli), Stuart (İskoç) ve Braunsweig (Alman) hanedanları başa geçti. Kraliçe Victoria, Belçika Prensi ile evlenmişti. Oğlu VII. Edward 1901’de tahta çıkınca, Sachsen-Cobourg-Gotha (Alman) hanedanı başa geçmiş oldu. Şimdi III. Charles ile nöbet, Oldenburg (Danimarka) hanedanına geçti.

coronation

Her şey çok ani

Elizabeth, 6 yaşında iken dadısına “Köylük bir yerde bir sürü atı ve köpeği olan bir hanım” olarak yaşamak istediğini söylemişti. Hâlbuki kader ona küçük yaşta büyük mesuliyet yüklemişti.

Genç bir Prenses iken, II. Cihan Harbi’nin sonlarına doğru, Yedek Gönüllü Güç’e katılarak, otomobil kullanmayı ve kamyon tamirini öğrendi.

Tahta çıktıktan sonra da ağır bir yük altına girdi. Hem hükümdarlık, hem de zevcelik ve annelik vazifesini yerine getirmeye çalıştı. Sonraki yıllarda, “Çıraklık devri yaşamamıştım. Babam çok genç ölmüştü. Her şey çok ani oldu. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım” demiştir.

mechanic

Rekorlar

Çok sayıda rekoru elinde tutardı. En yaşlı Kraliçe, en uzun yaşayan Kraliçe, en uzun tahtta kalan Kraliçe, aynı anda 15 ülkenin hükümdarı, aynı anda 35 ülkede paralarda resmi bulunan hükümdar ve en zengin devlet reisi olarak bilinirdi.

Sigara tiryakiliğinin yol açtığı akciğer kanserinden ölen babası 56 yaşını ancak bulmuşken, annesi Ana Kraliçe Elizabeth 102 ve zevci Prens Philip 99 yaşında öldü.

Metanet ve temkin

İngiltere’de pasaportlar onun adına tanzim edildiği için Kraliçe’nin pasaportu yoktu. Buna rağmen saltanatı boyunca 110’dan fazla ülke gezerek dünyanın en çok seyahat eden devlet reisi oldu.1961'de İran dönüşü birkaç  saatliğine Ankara'ya uğradı ve darbe reisi Cemal Gürsel'den başvekil Adnan Menderes'in idam edilmemesini rica etti. Ayrıca 1971 ve 2008’de iki defa daha Türkiye’ye geldi. 1971’de Anıtkabir defterine şöyle yazmıştı: “Savaşta yiğit, barışta sadık dost olan, Türk ulusunun Ata’sına sonsuz saygıyla…” 2008’de de, “Birleşik Krallığın çok değer verdiği bir dostu ve modern tarihin büyük figürlerinden biri olan Mustafa Kemal Atatürk’e saygılarımı sunmak benim için bir onurdur” yazdı.

Sade bir günlük hayat yaşadı. Ata binmeyi ve Leica marka makinesiyle fotoğraf çekmeyi çok severdi. Bilhassa içinde atların geçtiği romanlar okumaya ve bulmaca çözmeye düşkündü. Askerî bando müziğini çok sever, arabayla bir yere giderken bunu dinlerdi.

Hislerini belli etmemek öğretilmişti. Tasarrufa azami riayet ederdi. Hususi masasında yazı yazdığı kağıdın altına hususi bir siyah kâğıt koyarak, kopya alınmasını ve böylece devlet sırlarının sızmasını önlemeye çalışırdı.

Soğuk görünse de, kendisine mahsus bir mizah telakkisi vardı. Kız kardeşi Prenses Margaret’in intihar edeceği dedikodusuna mukabil, “Hiç merak etmeyin, yatak odası birinci katta” dediği rivayet olunur.

elizabeth

Marka değeri

Kraliçe 456 milyon + (gayrı menkul olarak) 28 milyar poundluk servetiyle dünyanın en zenginlerindendir. Ama bu servet, bakımı çok masraflı mülklerden ve ekserisi tablolardan müteşekkil antikalardan meydana gelir. Kraliyetin ülke ekonomisine katkısı yılda 1,8 milyar pound civarındadır.

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance’a göre Kraliyet ailesinin marka değeri 2012’de 42 milyar dolardı. Kraliçe’nin taç giyişinin 60. yıl dönümüne denk gelen merasimler ve kutlamalar İngiltere ekonomisine 4 milyar dolar ek gelir temin etmiştir.

Kraliçe’nin geliri üç kanaldandır: 1-Parlamentonun devlet reisliği makamına tahsis ettiği meblağ ki, son yıllarda umumiyetle 30 milyon pound civarındadır. Kraliyet ailesi ile çalışanların maaşları buradan karşılanır. 2-Kraliyetin uhdesindeki Lancaster Düklüğünün geliri. 3-Kraliyet ailesinin hususi mülklerinin geliri. Hepsi ortalama 34 milyon pound tutar.

Kraliçe, servetinde şeffaflığa gitmeyi ve yatırımlarından vergi vermeyi kabul etmişti ki, monarşi tarihinde bir ilktir. Ayrıca sarayları turistlere açarak, geliriyle tamir masraflarını çıkartmaya çalışmıştı.

“Her resmî müessese tenkit edilmelidir. Ama bu nazikçe ve anlayışla yapılmalıdır” demiş, bu sözü monarşinin itibarını daha da yükseltmişti. Hakkında daha hayatında iken sayısız kitap yazılmış, film yapılmıştır.

monarchy

Gökkuşağı

Kendine has karakteriyle son asrın en mühim siyasi figürlerinden Kraliçe’nin dillere destan mücevher koleksiyonu yanında, giyimindeki kendine has renkli stili de çok konuşulmuştur. Hükümdarlığı müddetince takip ettiği tutarlı ve ölçülü duruşun izleri, giyim tarzında da kolayca görülür. Bu stil çocukluğundan itibaren muayyen kaideler çerçevesinde inşa edilmiştir.

Evlenirken giydiği gelinlik çok popüler olmuştu. Harb sonrasının sıkıntıları arasında gelinliğin kumaşını alabilmek için kupon biriktirmişti. İçinde bulunduğu her devrin stil kodlarını kendi tarzına adapte etmeye bir şekilde muvaffak olmuş ve kendi tarzından asla vazgeçmemiştir.

Cesur aksesuar seçimi ve elbiseleri hep konuşulmuştur. Neredeyse gökkuşağının her renginin her tonuna sahip geniş gardırobuyla âdeta bir stil timsali olmuştur. Tek rengin hâkim olduğu bu monokrom giyinmenin ardında yatan sebep, Kraliçe’nin kalabalıklar içerisinde görülmesini kolaylaştırmaktır.

Merasimlerde her an el sallamaya, el sıkışmaya ve halkı selamlamaya hazır olmak için çantasını sol elinde taşırdı. El çantasını sağ koluna takması veya masaya koyması, maiyetine “buradan uzaklaşalım” işaretiydi.

Kalabalıkta herkes kendisine baktığı için hükümdar devamlı gülümsemek mecburiyetindedir. Bir defasında, “Çok zor bir iş. Yüz kasları ağrır. Dinlendirmek için bir an tebessümü bıraksanız, o anda biriyle yüz yüze gelseniz, kendisine gülmediğinizi düşünerek üzülebilir diye endişelenirim” demişti.