BİR DERVİŞMEŞREP PADİŞAH: SULTAN II. MURAD

Sulhsever Sultan II. Murad, harb edip kan dökülmesini istemiyordu. Rumeli’deki meseleler hallolunca, Anadolu’nun olgun meyve gibi kucağına düşeceğine inanıyordu.
15 Ağustos 2022 Pazartesi
15.08.2022

 

Çelebi Sultan Mehmed ile bir Dulkadiroğlu prensesi olan Emine Hatun’un oğludur. 1404’de doğdu. Babası tarafından tahsiline çok ihtimam edildi. Öyle ki bir âlim seviyesinde klasik ilimleri tahsil etti.

12 yaşına gelince âdet uyarınca Amasya sancakbeyliğine gönderildi. Burada iken Cenevizlilerden Samsun’u aldı. Börklüce Mustafa isyanını bastırdı.

Babasının 1421’de vefatı üzerine Edirne’ye gelerek 17 yaşında tahta oturduğunda, önünde tamamlanmamış siyasi problemleri buldu.

Sultan II. Murad ve Lehistan Kralı III.Wladyslaw
Sultan II. Murad ve Lehistan Kralı III.Wladyslaw

Ne dedesi gibi ne oğlu gibi

Yıldırım Sultan Bayezid’in oğlu olduğu iddiasıyla ve Bizans’ın desteği ile Rumeli’de kendisini padişah ilan eden Düzmece Mustafa’yı bozguna uğratarak idam ettirdi (1422). Ona aldanan Rumeli beylerini ise affetti. Ama bu hâdisede ikiyüzlü siyaset takip eden Bizans’ı affetmeyerek İstanbul’u kuşattı.

Osmanlıların 6. ve en şiddetli kuşatmasından telaşa düşen Bizans, Padişah’ın Hamid sancakbeyi olan kardeşi 12 yaşındaki Mustafa’yı ayaklandırdı. Padişah, şehir düşmek üzereyken, Bizans’ın vergi ödemesi mukabilinde kuşatmayı kaldırdı ve kardeşinin üzerine yürüdü.

Adamları hile ile elde edilen Şehzade yakalanarak idam edildi. Hâdise fazla büyümeden söndürüldü. (1423).

Bundan sonra Sultan’ın Bizans siyaseti dostça ve yumuşak oldu. Çünki Osmanlılara karşı ciddi bir hareketten kaçınan Avrupa’nın, Bizans tazyik edilince birleştiğini anlamıştı.

Padişah’ın vezirleri de öyle düşündüğü için, sonradan Bizans’ı tazyik ve nihayet fethedecek olan Sultan II. Mehmed ile ters düşmüşlerdir. Zaten Sultan II. Murad, karakter olarak babasına benzerdi. Dedesi Yıldırım Sultan Bayezid’den de, oğlu Fatih Sultan Mehmed’den farklıydı.

Sultan II. Murad
Sultan II. Murad

Dostluk politikası

Bu karışıklıkları fırsat bilip Osmanlı topraklarını işgal eden Anadolu beyliklerinin üzerine yürüdü. Candar, Menteşe, Aydın ve Teke beylikleri eyalet olarak Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Oğlu olmayan Germiyan beyi, ölümünden sonra topraklarını yeğeni Sultan II. Murad’a vasiyet etti (1428).

Padişah, Anadolu’da sükûneti sağladıktan sonra Rumeli’ye geçti. 1426’da Osmanlı sınırını geçen Macar-Alman ordusu mağlup oldu. Bu esnada Padişah’ın reyi alınmadan tahta geçirilen yeni Sırp despotunun Macarlarla ittifak yapması, 25 yıl sürecek Osmanlı-Macar ihtilafının sebebi oldu.

Dünyanın en güçlü hükümdarlarından biri olan Macar kralı, Sırbistan’ı işgal etti; ama Güvercinlik (Golubac) Muharebesi’nde sıradan bir Osmanlı sancakbeyi önünde bozguna uğradı; Kral Sigismund maktul düştü (1428). Eflak ve ardından Sırbistan ve Bosna tekrar Osmanlıları metbu tanıdı.

1429 ve 1435’te Emir Timur’un oğlu Şahruh iki defa Garb’a sefer yaptı. Bu, Osmanlı düşmanlarını ümitlendirdi. Ama Sultan II. Murad, hiçbir zaman Şahruh’a kafa tutmayı düşünmedi. Hep iyi geçinmeye dikkat etti. Şahruh da Anadolu’da kalmayıp geri döndü.

Varna Muharebesi - Ressam Stanislaus Poraj Chlebowski
Varna Muharebesi - Ressam Stanislaus Poraj Chlebowski

Statüko değişmemeli

Osmanlılarla Venedik’in arası 10 senedir iyi değildi. Venedik, Macarlarla ittifak yapmıştı. Selanik, Venedik tarafından işgal edilmiş; şehre Latin nüfus yerleştirilmeye başlamıştı.

Padişah, Balkanlarda statükonun değişmesini, kendi hukukuna bir tecavüz saydı. Evvelce bir ara Osmanlıların eline geçen Selanik 1430’da tekrar fethedildi.

Bunu hazmedemeyen Venedik donanması, Osmanlı ülkesine yelken açtı. Ancak Gelibolu önünde bozguna uğradı. Sulh yapıldı. Bu arada Venedik elindeki Yanya şehri halkı, savaşsız kapılarını Osmanlılara açtı.

Türk partisi reisi kadın

Padişah’ın eniştesi olan Karamanoğlu İbrahim Bey, 1432’de Sırp ve Macarlarla ittifak yapıp, eski topraklarını almaya kalkıştı. Osmanlılar iki ateş arasında kaldı. Padişah, Anadolu’ya geçip Karamanoğlu üzerine yürüdü.

Her defasında olduğu gibi Karaman Beyi kaçtı ve padişahın kız kardeşi olan hanımını göndererek kendisini affettirdi. Karamanlıları himaye eden Memluklerle bozuşmak istemeyen ve esasen harbi sevmeyen padişah, sulhü kabul edip Edirne’ye döndü (1437).

Sultan II. Murad, Sırbistan üzerine yürüyüp, Sırp hükümdarına hâkimiyetini kabul ettirdi ve kralın kızı Mara ile evlendi. Sırbistan’daki Türk taraftarlarının lideri olan bu kadın, Ortodoks Sırp milletinin yaşamasının, Osmanlı idaresinde yaşamak olduğunu iyi biliyordu. Sonradan üvey oğlu Fatih tarafından itibar görmesinin sebebi budur.

Ancak Sırp hükümdarının verdiği sözde durmayıp Macar kralına sığınması üzerine Sırbistan’ı işgal etti. Yardıma gelen Macar ordusu Semendire’de mağlup edildi (1438).

Sultan II.Murad (Tablo: Paolo Veronese)
Sultan II.Murad (Tablo: Paolo Veronese)

Siz oradan biz buradan

Sultan Murad, ertesi sene, o zaman Macarların yaşadığı Belgrad’ı kuşattıysa da alamadı. Bu muvaffakiyetsizlik düşmanı cesaretlendirdi. Karaman hükümdarı İbrahim Bey, sınırı geçerek Osmanlı topraklarını işgal etti.

Bir yandan da Papa’ya ve Macaristan-Lehistan kralına haber gönderip, “Siz oradan, biz buradan yürüyelim. Osmanlı’nın işini bitirelim. Rumeli sizin, Anadolu benim olsun” dedi. Karaman Beyi’nin bir asır boyunca büyük bedeller ödenerek elde edilmiş müslüman vatan topraklarını düşmana peşkeş çekmesi çok acıdır.

Sırp despotu Brankoviç, Macar Kralı Ladislas ve Eflak Voyvodası Vlad Drakul ile beraber Tuna’yı geçip Bulgaristan’ı istila etti. Bu arada, evvelce Müslüman olarak Osmanlı hizmetine giren eski Arnavutluk prensinin oğlu İskender Kastriyoti Bey, Hristiyanlığa dönerek ayaklandı.

Tam o esnada Padişah’ın Amasya sancakbeyi olan oğlu Şehzade Alaaddin’in vebadan öldüğü haberi geldi. Osmanlı ordusu, Bulgaristan’ın ortasındaki Zlatitsa kasabasında cereyan eden İzladi Derbendi Muharebesi’nde mağlup oldu (1443). Segedin Muahedesi imzalandı.

Sırp despotuna eski topraklarını; Bulgaristan’da Osmanlı, Eflak’ta Macar hâkimiyetini tanıyan; iki tarafa da Tuna’yı aşmama mükellefiyeti yükleyen bu anlaşma 10 sene müddetliydi. İki taraf da anlaşmaya uyacaklarına yemin ettiler (1444).

Fetva ne buyurur?

Arkasını sağlama alan Sultan Murad, Anadolu’ya geçti. 4 Sünni mezhebin her birinden bir âlime müracaat etti. Gayrı müslim düşmanla savaşırken, kendisini arkadan vuran Karaman Beyi ile harb etmenin şer’î hükmünü sordu. Hepsi bunun meşru olacağına dair fetva verdi.

Padişah’ın üçü Kahire’de yaşayan bu âlimlere fetva sorması, ince bir diplomasinin eseridir. Çünki Karaman beyliğini Memlukler destekliyordu. Ancak Karamanlıların, Türk-İslâm âleminde itibarı kalmamış; Osmanlılarla daimi mücadele kendisini zayıflatmıştır.

Paniğe kapılan Karaman Beyi, anlaşmaya razı oldu. Sulhsever Padişah, Anadolu’da harb edip kan dökülmesini istemiyordu. Onun için bu toprakların Osmanlı veya Karamanlıların elinde olmasının ehemmiyeti yoktu. Rumeli’deki meseleler hallolunca, Anadolu’nun olgun meyve gibi kucağına düşeceğine inanıyordu.

Hayatta iken göreyim

Rumeli ve Anadolu’da sulhu temin eden Padişah, büyük oğlunun ölümüne çok üzülüyor; İzladi mağlubiyetinden dolayı da kendisini suçlu hissediyordu.

“Hayatta iken oğlumun nasıl hükümdarlık edeceğini görmek isterim” diyerek tahtı 12 yaşındaki oğlu Şehzade Mehmed’e bıraktı ve Manisa’ya çekilerek kendisini ibadete verdi. Tarihte nadir rastlanan bu tahttan feragat, dünyayı hayrete düşürdü.

Ancak Sultan Murad’ın bundan sonraki hayatı hiç de beklediği gibi sakin geçmedi. Bunu ve Padişah’ın karakterini inşallah başka bir yazıda ele alırız.

Makaleyi dinlemek için tıklayınız!