OSMANLI DEVLETİ’NİN 2. KURUCUSU: ÇELEBİ SULTAN MEHMED

Osmanlı Devleti’ni büyük bir buhrandan kurtarıp adeta yeniden kurduğu için, Sultan I. Mehmed, tarihçiler tarafından gemisiyle inananları kurtaran Nuh Peygamber’e benzetilir.
1 Ağustos 2022 Pazartesi
1.08.2022

 

Babası Yıldırım Sultan Bayezid’in mağlubiyeti ve müessif vefatı ardından padişahlığını ilan edip, 10 sene kadar kardeşleriyle mücadeleden sonra Çelebi Sultan Mehmed, Anadolu’da birliği tekrar kurmaya az çok muvaffak oldu.

Anadolu’dan Rumeli’ye

Daha sonra Rumeli’ye geçti. 1414’te yapılan anlaşmayı ihlal eden Venedikliler üzerine yürüdü. Onlar kadar deniz harbinin tekniklerine vakıf olmayan 30 gemilik Osmanlı donanması yenildi. Ama Ege adalarına vur-kaç yaparak düşmanı taciz etmeyi sürdürdü.

Bunun üzerine Bizans imparatorunun tavassutuyla sulh yapıldı. Venedik, verdiği zararı tazmin etti. Osmanlılar da Venedik ticaret gemilerine Çanakkale Boğazı’ndan geçiş hakkı tanıdı. Adeta mağlubiyetten galibiyet çıkaran anlaşmanın tasdikli suretini Venedik’e götüren Osmanlı elçisi parlak bir merasimle karşılandı. Bu, Avrupa’ya giden ilk Osmanlı elçisidir.

Çelebi Sultan Mehmed daha sonra, evvelden beri ödediği sembolik vergiyi kesen ve şimdi bir taht kavgası yaşayan Eflak üzerine yürüdü. Macar-Eflak müttefik kuvvetleri mağlup oldu. Eflak üzerindeki Osmanlı hâkimiyeti teyit edilmiş oldu.

Bosna’nın güney kısmı ve Arnavutluk Osmanlıların eline geçti. Hristiyanlığın İslâmiyete yakın Bogomil mezhebine mensup olan ve Macarların Katoliklik propagandasından bezen Bosnalılar, Bulgarlar ve Arnavutlar kitle hâlinde müslüman olmaya başladılar.

Çelebi Sultan Mehmed
Çelebi Sultan Mehmed

Düzmece şehzade

Emir Timur, memleketine dönerken, yanında Yıldırım Sultan Bayezid’in oğullarından çocuk yaştaki Şehzade Mustafa’yı rehine olarak götürmüştü. 1420 senesinde birisi, Şahruh’un serbest bıraktığı Şehzade Mustafa olduğu iddiasıyla Rumeli’de ayaklandı. Eflak Beyi ve Aydınoğlu Cüneyt Bey kendisine yardımcı oldu. Padişahlığını ilan edip para bile bastırdı. Hayli kişiyi, hatta beyleri de kendisine inandırdı.

Çelebi Sultan Mehmed, bu taht müddeisinin üzerine yürüdü. Mağlup olan Mustafa, Selanik kalesine sığındı. Padişah, bunun iadesini istedi. İmparator araya girerek, kendisini rehin tutup salıvermemeyi taahhüt etti. Osmanlı tarihçileri, bunun şehzade değil, bir düzenbaz olduğu kanaatindedir ve Düzmece Mustafa diye anarlar.

Kimse çekmedi çektiğimi

Çelebi Sultan Mehmed, 1421’de Edirne’de kalp krizi veya dizanteriden 35 yaşlarında vefat etti. Hastalığı esnasında, “Derhal oğlum Murad’ı getirin. Ben artık bu yataktan kalkamam. Memleket kargaşaya düşmesin” sözleri, ölürken bile memleketini ve milletini düşündüğünü gösterir.

Padişah’ın vefatı, 17 yaşındaki oğlu Amasya Valisi Şehzade Murad gelip tahta oturuncaya kadar 41 gün halktan ve askerlerden gizlendi. Cenazesi Bursa’da yaptırdığı türbeye gömüldü. Yeşil Türbe diye bilinen ve Bursa’nın sembolü olan bu bina, Osmanlı sanatının en güzel numunelerindendir.

Babasının bıraktığı toprakların çoğunu tekrar elde ederek vefatında 870 bin km2 büyüklüğünde bir memleket bırakmıştır ki, eski sınırlardan sadece 72 bin km2 noksandır.

Ömrü boyunca üzerinde hep büyük bir yük taşımıştır. Çok sıkıntı ile karşılaşmış; ama hepsini yenmiştir. Bizzat 24 muharebede bulunup 40’a yakın yara almıştır. Ekseri zamanı hastalıkla geçirip gençliğine doyamadan ölmüştür. “Çocukluğumdan bu yana çektiğim belaları kimse çekmemiştir” sözü bunu ifade eder.

Çelebi Sultan Mehmed ölüm döşeğinde
Çelebi Sultan Mehmed ölüm döşeğinde

Fetih değil sulh

Çelebi Sultan Mehmed’in gayesi fetih değil, sulh olmuştur. Onun zamanında Osmanlılar, Anadolu ve Rumeli’de dinlenmek; 10 yıllık iç savaşın yaralarını sarmak fırsatı bulmuştur. Kendisinden sonra imparatorlukta huzur hâkim olmuş; rakiplerinin hâsıl ettiği dehşet havasını silerek herkese kendisini sevdirmiştir.

Merhametli, son derece nazik bir zât (Avrupalıların tabiriyle “şövalye”) idi. Vezirleriyle ve âlimlerle arkadaşça samimi münasebetler kurmuştur. Şehzadeliğinde hocası olan Bayezid Paşa’yı tahta çıkınca vezir yapmış ve ölene kadar yanından ayırmamıştır.

Yeşil Cami - Bursa
Yeşil Cami - Bursa

Şeyh Bedreddin Hadisesi

Bu devrin en mühim hadisesi, Musa Çelebi’nin kazaskeri Simavna kadısı oğlu Şeyh Bedreddin’in isyanıdır. Musa Çelebi mağlup olunca, 1000 akçe maaşla İznik’te ikamete tâbi tutuldu. Mağrur ve hırslı Şeyh bu sürgünü hazmedemedi. Padişah’a karşı muhalif bir tavır içine girdi. Adamlarından Börklüce Mustafa İzmir’de 5000 kişiyle isyan etti. Onu Manisa’da 3000 adamla Torlak Kemal izledi. Her iki isyan da bastırıldı.

İsyandan mesul tutulacağını düşünen Şeyh, kaçarak Eflak Prensi’ne sığındı. Etrafına toplanan memnuniyetsiz bir kitle ile Edirne’ye yürüdü. Üzerine gönderilen 200 kişi, Şeyh’in kuvvetlerini dağıttı. Tuzağa düşen Şeyh, adamları tarafından teslim edildi. Serez’deki Çelebi Sultan Mehmed’in huzuruna çıkarıldı.

Basit bir ihtilâlci değil, aynı zamanda din âlimi olduğundan âlimler huzurunda muhakemesi emredildi. Muhakeme neticesinde suçlu olduğu ortaya çıktı. Padişah, hükmü bizzat Şeyh’in vermesini istedi. Şeyh de bu suçun cezasının idam olduğunu söyledi. Talebesi olduğu iddia edilen Börklüce’nin hususi mülkiyeti reddeden aykırı fikirleri sebebiyle, yanlış olarak komünist diye tanınmış bulunan Şeyh, 1420 senesinde idam edildi.

Çelebi Sultan Mehmed'in sandukası (Thomas Allom 1804-1872)
Çelebi Sultan Mehmed'in sandukası (Thomas Allom 1804-1872)
Çelebi Sultan Mehmed, Ankara hezimetinden ibret alarak, süvarilerin harbdeki ehemmiyetini kavramış; daha valiliğinden itibaren bu fennin yayılmasına hizmet etmiştir. Biri Merzifon, diğeri Amasya’da olmak üzere iki bölük cündî (atlı asker) meydana getirdi.

Merzifon ve Amasya cündilerini iki şehir arasındaki Suluova’da karşılıklı talim yapmalarını kararlaştırdı. Bu süvariler, sert ve huysuz atlara binerek, mızrak ve kılıç kullanırdı. Sonradan bu talimler, Topkapı Sarayı içinde de yapılmaya başlandı. Seneler sonra Merzifon’un lahanası ve Amasya’nın bamyası meşhur olduğundan, Merzifon bölüğüne Lahanacı ve Amasya bölüğüne Bamyacı dendiği rivayet edilir.

Çelebi Sultan Mehmed'in Bursa'da Orta Asya mimarisi izleri taşıyan ve Emir Timur'un türbesini gölgede bırakan Yeşil Türbesi
Çelebi Sultan Mehmed'in Bursa'da Orta Asya mimarisi izleri taşıyan ve Emir Timur'un türbesini gölgede bırakan Yeşil Türbesi

Sultaniye’ye hoca mı olacaksın?

Osmanlı Devleti’nin iki payitahtında, Bursa ve Edirne’de abidevi eserler yaptırarak ismini ölümsüzleştirmiştir. Edirne’de ağabeyinin inşa ettirmeye başladığı Eski Cami’yi tamamladı. Buraya vakıf olmak üzere karşısındaki bedesteni yaptırdı. Dimetoka’da babasının başlattığı camiyi tamamlattı. Söğüt’te, Hayrabolu’da camiler yaptırdı.

Merzifon’da medrese ve hamam; ayrıca Bursa’da cami, medrese ve imaret yaptırmıştır. Sultaniye isimli bu medrese o kadar popülerdi ki, çok çalışan bir talebeye, “Sultaniye Medresesi’ne hoca mı olmak istiyorsun?” demek darbımesel olmuştu. Şimdi etnografya müzesidir.

İlk zevcesi Amasya Bey’i Şadgeldi Ahmed’in torunu Şehzade Kumru Hanım; ikinci zevcesi Dulkadiroğlu Nasreddin Bey’in kızı Emine Hanım’dır. 9 oğlu ve 8 kızı olmuştur. Oğullarının Şehzade Murad dışında hepsi çocuk veya genç yaşta ölmüş; kızları Candaroğlu ve Karamanoğlu prensleriyle veya birer vezir veya vezir oğlu ile evlenmiştir.

Nuh Peygamber gibi

Pembeye lakın beyaz tenli, siyah gözlü, siyah kıvrık kaşlı, kavisli burunlu, sakalı gür, kartal bakışlı, açık alınlı, geniş omuzlu, çıkık göğüslü ve uzun kollu idi. Yakışıklıydı; güzel giyinirdi. Tarihçiler, dindar, adil, cesur, yiğit ve nazik bir insan olduğunda hemfikirdir. Herkese alicenap davranırdı. Bu sebeple halk, ağabeylerine kendisini tercih etmiştir.

Âlimlere, dul ve yetimlere devamlı ihsanda bulunur; her Cuma fakirlere yemek verirdi. Her sene Hicaz’daki mukaddes yerlere ve buranın ileri gelenleriyle fakirlere hediyeler göndermek âdetini başlattı. Surre Alayı denilen bu adet, Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar devam etmiştir. Paralara tuğra koymak da onun zamanında âdet olmuştur. Saray teşkilatının nüvesi onun zamanında atılmıştır.

İlme ve âlimlere çok değer verirdi. Meşhur âlim, mutasavvıf, şair ve tabip Şeyhî ile yakınlığı vardı. Kısa süren saltanatı zamanında bazı ilmi eserler kendisine ithaf edilmiştir. Mesela Kazvinî’nin astronomi, coğrafya, tıp ve botanik üzerine ansiklopedik tarzda yazdığı Acâibü’l-Mahlûkât adlı kitabı Türkçe’ye çevrildi. Merdanî’nin tıbba dair el-Müntehab fi’t-Tıb adlı eseri Çelebi Sultan Mehmed’e ithaf edilmiştir. Sultan Mehmed, bu eserlerin müelliflerine çok ihsanda bulunarak ilmi teşvik etmiştir.

Makaleyi dinlemek için tıklayınız!