Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî Hazretleri Kürt asıllı mıydı?
Irak kuzeyindeki Süleymaniyye’de Cafi Kürt aşiretindendir. Soyu Hazret-i Osman'a dayandığından, Kürtleşmiş bir Arab ailesinden geldiği anlaşılıyor. Bu sebeple Şeyh Hâlid-i Kürdî diye bilinir. Bağdad’da uzun zaman kaldığı için Şam’a geldikten sonra Bağdâdî nisbetiyle de anılmıştır. Osmanî nisbeti de kullanılır.

Mevlânâ Hâlid, vefatına yakın vakıf ve vasiyetlerde bulunduktan sonra yanına gelen talebesi ve halifesi İbni Âbidîn hazretleri; “Efendim! Dün gece rüyamda Hazret-i Osman'ın vefat etmiş olduğunu gördüm. Çok büyük bir kalabalık oldu. Cenaze namazını ben kıldırdım." diyerek rüyasını anlattı. Mevlânâ Hâlid hazretleri de; "Yakında ben vefat ederim. Sen de kalabalık bir cemaat ile cenaze namazımızı kıldırırsın; çünkü ben, Hazret-i Osman'ın evlâdındanım." buyurdu. İbn-i Âbidîn bunu duyunca çok üzüldü ve rüyasını anlattığına çok pişmân oldu. Gerçekten Mevlânâ Hâlid birkaç gün sonra vefat etti. Namazını İbni Âbidîn kıldırdı. Kabri Şam’da Kasyun tepesinde ziyaretgâhdır.

Mevlânâ Hâlid, Nakşibendî tarikatının en önde gelen simalarındandır. Zâhirî ilimlerde de üstad ve zamanın müceddidi idi. Nakşibendî tarikatında da kendi adıyla anılan kolun kurucusudur. İleri görüşüyle, yakın İslâm beldelerinin her yerine talebe ve halifelerini göndermiş; Nakşî tarikatini geniş beldelere yaymaya muvaffak olmuştur. İstanbul ve Anadolu’da en güçlü tekkeleri kurdular. Zenginler ve hükümet adamlarından uzak durmayı şiar edindiği halde, devlet ricâlinden çok müridleri olmuş; hatta zamanın padişahı Sultan II. Mahmud’un sempatisini kazanmıştır. Öyle ki bu padişah ve sonraki padişahlardan Sultan Abdülmecid ile oğlu Sultan Vahîdeddin Nakşî-Hâlidî idi. Bugüne intikal eden Nakşî tekkelerinden neredeyse tamamı Hâlidî kolundandır. Mevlânâ Hâlid’in hocası Abdullah Dehlevî’nin diğer halifelerinden gelen kollar da vardır.


12 Ağustos 2012 Pazar
Alakalı Başlıklar