Bir arkadaştan bir buçuk milyar lira borç alacağım. Bana lira lâzım. Fakat arkadaşın kur zararına uğramaması için, dolar olarak borçlanmak istiyorum. Bunun birinci yolu, arkadaşın parasıyla dolar satın alması ve bana bunu borç vermesi, benim de bu parayı liraya çevirerek ihtiyacımı gidermemdir. Fakat burada önce dolar satın alıp daha sonra bunu liraya çevirmekten ötürü bir kur kaybı oluşacak. Buna mâni olmak için arkadaştan doğrudan lira alıp, arkadaşa bunun karşılığına denk gelen şu kadar gram altın ya da şu kadar dolar borçlu olmam uygun mudur?

Arkadaştan doğrudan türk lirası alıp, bunun karşılığında şu kadar dolar veya şu kadar altın ödeyeceğim diye borçlanmak câizdir. Ödenecek mikdar belirtilmese bile, o liranın veya başka paranın piyasadaki değeri düşse, altın olarak karşılığı ödenir. Ama 1000 dolar karşılığı lira alınsa, 1000 dolar karşılığı lira ödemek şart koşulsa, olmaz. 1000 dolar karşılığı lira alınsa, 1000 dolar ödemek şart koşulabilir. Hatta mesela 50 teneke buğday ödeneceği de şart koşulabilir. Hiçbir şey söylenmese, kâğıt paranın borç alırken altın olarak karşılığı ne ise, ödeme zamanında o (bizzat altın veya para olarak) verilir. Yani başta ne kadar ödeneceği konuşulmasa bile, kıymeti kadar altın ödenir. Ödeme zamanında daha düşük ödemeye alıcı; daha fazla ödemeye de borçlu razı olursa bu kadar da ödenebilir. 
Alışverişte para kesat olursa, yani kıymetten düşerse veya geçmez olursa, İmam Ebû Yûsuf’a göre pazarlıktaki, İmam Muhammed’e göre, revaçtan düştüğü veya kalktığı zamandaki altın üzerinden kıymeti verilir. Fetvâ İmam Ebû Yûsuf’a göredir. Meselâ 300 lira borçlanıldığı zaman bununla bir altın alınabiliyor; borç ödendiğinde ise altın 400 liraya yükselmiş ise, borçlunun 300 değil 400 lira ödemesi gerekir. Ancak baştan 300 verip, “geri 400 isterim” denemez. Çünki altın fiyatının vaziyeti önceden bilinemez. Böylece alacaklı enflasyon zararından korunmuş olur. Böylece modern ekonomik sistemdeki gibi fâiz istemeye de gerek kalmaz.




21 Haziran 2010 Pazartesi
Alakalı Başlıklar