Şâfiî mezhebinde namaza durmadan tüm rükünleri aklına getirip öyle mi kılmaya başlamak gerekir?

Niyetin kendisi için dört tane şart gereklidir: 1. Namazın farzlığına niyet edilecektir. Yani namaz kılacak kişi, kılacağı namazın farzlığına kasdetmelidir. 2. Namaz kılma fiilini kasdetmelidir. Yani icmâlen de olsa namaz niyetini, namazın bölümlerinde hazır olarak kalbinde tutmalıdır. Şâfiîler bu ikinci şıkkı şu sebebten ötürü şart olarak ileri sürmüşlerdir ki; namaz kılacak kişi, namazla alâkalı olmayan fiilleri namazdan ayırd etsin. 3. Kılınacak namaz öğle veya ikindi, ya da akşam namazı şeklinde belirtilmelidir. 4. Namazın farzlığına, namazın fiilini yapmaya, kılacağı namazın vaktini belirtmeye niyet ederken bu niyet, iftitah tekbirinin bir bölümüne bitişik olarak yapılmalıdır. Bu saydığımız şartlardan biri tahakkuk etmediği takdirde niyet bâtıl olur. Çünkü niyet, namazın farzlarından biridir. Bazı kimseler bu hususta belki zorlukla karşılaşabilirler. Gerçek şudur ki: Yaratanın huzurunda duran kişi, yapacağı ibâdet ve yalvarmadan önce bir dalgınlık içinde bulunmamalıdır. Şu hâlde ilk etapta kılacağı namazın farzlığına niyet etmelidir. Ondan sonra bu namaz için niyet ederken iftitah tekbirinin bütün cüzlerine bu niyeti bitiştirmelidir. Ki, bunda sıkıntı ve zorluk vardır. Rükûlu, secdeli, kiyâmlı ve teşehhütlü namazlarda iftitah tekbirinin ilk bölümüne niyeti bitiştirmek ve ondan sonra da niyeti namazın sonuna dek kalpte tutmak yeterli olur. Niyetin, iftitah tekbirinin baş kısmına bitiştirilmesi, kişinin evvel emirde Rabbinden korkup O'na karşı huşu içinde olmasını sağlar. (Minhac)




14 Nisan 2012 Cumartesi