Bir hoca İbn Âbidîn’den delil getirerek sığırdaki vâcib kurban ile adak kurbanının bir araya gelmeyeceğini söyledi. Sığırın yedide bir hissesine adak katılabilir mi?

Ortakların hepsi kurbet kasdetmişse katılır. Biri Hıristiyan veya köle ise, yahud et için kesiyorsa olmaz. (İbn Âbidîn.)
1-İbn Âbidîn’de diyor ki: “Kurban hepsinin üzerine vacib olsa veya bazısının üzerine vacib olsa, ister vücub cihetleri bir olsun, ister muhtelif olsun, meselâ birisinin ki kurban, birisinin ki ihsar, birisinin ki av cezası, birisininki tıraş cezası, birisinin temettü hac kurbanı birisininki de kıran haccı kurbanı olsa, yine kurban câiz olur. İmam Züfer buna muhalefet etmiştir. Çünkü bunların hepsinin niyeti Allah'a yaklaşmaktır.” diyor. Akika ve velîme de olur diyor. Hindiyye’de ise “Ve eğer udhiyye, Kurbanını veya başka Kurbanlardan murad etmiş olsalar onlara kifayet eder. Kurbet, vacib olsun veya tatavvu' olsun veyahut bazısına vacib olsun bazısına vacib olmasın müsavidir. Ve bazısı tatavvu'; hedyine ve bazısı müt'a veya kıran Kurbanını murad etmekle kurbet ciheti ittifak etsin veyâ ihtilâf etsin müsavidir.” Diyor.
Görülüyor ki her iki eserde de sığıra kurbet niyetiyle ortak olunabileceğini söylüyor. Adak kurbanı olur demiyor ama olmaz da demiyor. Adak kurbanının -adı üstünde- kurbet olduğu bellidir. Bunların hepsinin girip de, adak kurbanının girmemesi olacak iş değildir. Burada esas maksat şunu tebarüz ettirmektir: Sığır veya deveye ortak olan yedi kişiden birisi hıristiyan veya köle ise veya sırf et için ortak olsa, onlardan hiçbirisinin kurbanı olmaz. Çünkü kan akıtmak parçalanmaz. Yoksa ibadet ve kurbet niyetiyle kesilirse olur. Adakta da Allah’a yaklaşmak kasdedilmektedir.
Geçen senenin kurbanını kesen ile ölünün emri üzerine kesen nafile olur. Kurbet olmaz. Bu sebeple etin tamamını tasadduk gerekir. Bu istisnaî bir haldir. Bunu adak ile bir tutmak kıyas-ı maalfarık olur.
2-Nezr kurbanında kan akıtmanın gerekli olmadığı, kesilmeden de etinin fakirlere verilebileceği, bu bakımdan geçen senenin kurbanına benzediği sözü de burada yersizdir. Zekâtta, fıtrada, uşrda, nezrde ve köle âzâdından başka keffâretlerde malın kendisi bulunsa bile kıymeti verilebilir. Kurban böyle değildir. Mutlaka kan akıtmak gerekir. Maamafih vâcib kurban da nahr günlerinde kesilmezse veya kesilemezse, canlı olarak veya kıymeti tasadduk edilir.
3-Üstelik bütün kitaplarda fakirin kurban kesmesi vacib olmadığı için kurban niyetiyle sığır hissesine karışmasının adak hükmünde olduğunu söyleyen âlimlerin kavli bildiriliyor. Fakirin aldığı kurban adak olunca, sığıra adak katılmasının câiz olduğu buradan da anlaşılır.
4-İbni Âbidîn’de diyor ki:  “Zengin bir kimse, kendi nefsine kurban etmek üzere aldığı bir sığıra başka altı kişiyi ortak edebilir. Fakir edemez. Çünki fakirin kurban için almış olduğu sığır, kurban için taayyün etmiştir, başkasını ortak edemez. Hâniye’ye göre fakir de edebilir. Eti taksim ettikten sonra fakirin hissesini tasadduk etmesi gerekli değildir. Ama adayan kimsenin hissesini tasadduk etmesi kesindir.” Bu ifade, sığıra adak kurbanının da ortak edilebileceğini açıkça göstermektedir.




21 Haziran 2010 Pazartesi
Alakalı Başlıklar